AnKARA’nın
ortası, şehrin göbeğinde, Ankara için TURFANDA ÜRÜN örnek uygulamamız, şehir
tarımı, kentsel tarım ve şehiriçi doğal ve organik tarımsal üretim
uğraşlarımızda mücadeleye devam, mayıs-15 gibi başlayan hasatlarımızda, güzle
gelen güzelliği de yaşayıp havanın iyiden iyiye soğuduğu bu sonbaharın
sonlarını yaşadığımız İç Anadolu şartlarında şükrümüz ALLAH’adır. Çünkü Eylül-15’den
sonra yüzünü çevirse kıştır buralarda artık, her ne kadar arada pastırma
yazları yaşatsa da bozkırın yüzü bizlere artık kışa kaçar, her geçen gün…
GELEN SOĞUKLAR ÜZMEYE
MEYLEDER
İç Anadolu şartlarında Eylül-15’den sonra
yüzünü çevirse hemen kıştır, çünkü gece soğukları özellikle 3-5 dereceleri
zorlar ki 3-4 derece ve daha altı bitkiler, sebzeler için sıkıntıdır. Bozkırın
yüzünde, AnKARA’nın ortasında bir sabah bakarsınız herşey donmuş ve günün
ortaya çıkıp ısıtmasıyla birlikte suya döner, sebzelerin kendisi değil bitkiler
dahi suya keser ve pörsür giderler. O yüzden olsa gerek bugünlerde gözümüz
termometrede ve meteorolojinin sıcaklık göstergesindedir. Ondandır ki çoğunun
aksine Nisan başı veya biraz daha öncesi halimizle, TURFANDA ÜRÜN
peşindeyizdir, erken ekimlerimizle.
Bu sene hamdolsun ALLAH’a ki biraz daha
müsaade etti bizlere, baktı yüzümüze. Her ne kadar baharında geç gelmesi veya
baharda geç ve uzun yağan nisan yağmuru, kırkikindilerin yarattığı hüznü halen
içimizde yaşıyorsak ki turfanda ekim, dikimlerimiz ve zamanında uygun
müdahalemiz sayesinde özellikle domates ve diğer ürünlerde, çoğu toprak ve
kendi üretimi sevdalısının aksine, oldukça başarı sağladık ve verimler
yerindeydi, hamdolsun.
Şehrin göbeğinde, AnKARA’nın ortasında
tarımsal üretim ve şehir tarımı, kentsel tarım, şehir içi doğal ve organik
üretim uğraşlarımızda; daha kırsal ve köy, dağlık alanlardaki hava ve iklim
şartlarına oranla bir nebze de olsa şehrin, araç, insan ve binaların
ılımanlaştırıcı etkisi sayesinde bir seviye daha iyi durumdayız. Ama ne olursa
olsun, ne kadar ılımanda olsa, rüzgar kesici ve soğuk kırıcı etkilerde katkı
sağlasa da artık kışa doğru gideriz, Bu tatlı sondan kaçış yoktur ve gelen
soğuklar bizleri hasatlar anlamında üzmeye meyleder.
Her ne kadar, bolca doya doya hasatlarımız varken insan böylesi güzelliklerin bitmesini hiç istemiyor. Keşke kışın üstten buram buram kar yağarken, karda, tipide, fırtınada, cam fanus gibi bir ortam olsa da, altında hasada, yazın olduğu gibi kışında üretime devam etsek diyor. Bolca ısıtmalı, muntazam bir CAM SERA ile bu fevkalade başarılır, fakat zaten bir dünya masraf barındıran bu meşgale amaçlı, kar gütmeyen ve ticari ederi, değeri olmayan uğraşlarımız da, bir de böylesi yüksek maliyetler barındıran ve özellikle yakıt olarak enerji tedariki sıkıntısı yaşadığımız günümüze hem lüks hem de gereksiz bir çalışma olur. Tabi şimdilik, kim bilir ilerleyen zamanlarda iyi bir sponsor veya başkaca bir destek ile şehrin göbeğinde, AnKARA’nın ortasında olan bu uğraşlarımıza bambaşka bir boyut katarız.
Bu arada, proje demişken kısmet olursa
kafamızda kurguladığımız güzel BİR PROJE’miz var. Belki Belediye, belki üniversite
belki de başkaca bir Kurum-Kuruluş veya şirket ile geliştirmeyi planladığımız
bir gelecek projemiz. Her şey güzel yarınlar ve GELECEK İÇİN. Ne olduğunu merak
ettiğinizi hissederim ama yakında aşikar edeceğiz, ALLAH nasip ederse. Ve
aşikar ettiğimizde ki kabul görür veya iyi destekler bulabilirsek, sizlerden de
bolca destek, katılım ve katkı isteyeceğiz.
Bizi
takipte kalın. Daha güzel yarınlar için el ele, gönül gönüle olalım, doğayla,
duayla, hoşça ve dostça kalın sağlıcakla…
KARA
ÇADIRIN KARA EVLADI
KARAyolcu
Orman Mühendisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder