TARIM ORMAN dan

 Orman, Tarım, bağ-bahçe, doğala ve doğaya ait yazılar...


Şehir tarımı, şehiriçi tarımcılık ve ormancılığı, şehrin doğalı doğası olarak dile getirmeye çalıştığımız uğraşlardayız. Uzum zamandır yazmaya çalıştığım ve bir türlü fırsat bulup şehir hayatının en mühim konusunu ele almaya çalışalım gelin hep birlikte. İÇMEKAN ve SAKSIda ÇİÇEK ve BİTKİ yetiştiriciliği, aslında ilk başlarda yazmalı ve şimdiye kadar bir şeyler kaleme almalıydık. Neyse geç olsun ama güç olmasın…

 

İÇMEKAN BİTKİLER

 

            Herkesin evinde, işyerinde, oda, salon, pencere önü veya balkon ve teraslarında, en küçük bir güneş alan bir yerde mutlaka birkaç kök yeşilliği vardır. Özellikle bayanların, ev hanımlarının olmazsa olmaz uğraşlarındandır, böylesi bir bitki yetiştirmek. Bir saksı, bir avuç toprak ve bir iki tohum ya da komşudan alınmış küçük bir kök ya da dal bir umut kaynağı olur, az bir uğraş ve bolca sevgiyle bir bakmışsınız koca dünyalar olmuştur. Herkesin vardır pencerenin önünde ya da masasında, hiç değilse küçücük bir menekşesi, bir yerlerden ya da birilerinden gelmiş bir orkide hediyesi… Yok mudur?

 

            Hal böyle olunca illaki bakım gerektirir, yaz kış. İç mekan çünkü, dışarıdaki gibi mevsim gereği işler azalır yada artar sezonlar yoktur iç mekan bitkilerinde. Yazları güneş etkendir, kışın ise kalorifer veya soba ile ısınan ve su kaybeden toprağa su ilavesi yapılacak, zaman zaman saksısı büyütülecek, toprak ilavesi veya başkaca besin takviyeleri olacaktır. Hatta böylesi uğraşı olanlar sormuştur bir bilene veya araştırmıştır, kalan çay çöplerini veya çay deminden soğuyunca bitkinin dibine döksem nasıl olur? Veya yumurta kabuklarından koysam ne olur? Gibi bir sürü soru havada uçuşur bir dost meclisinde ya da Google amcaya böylesi soru gitmiştir.

 

            İÇMEKAN BİTKİLER için güneş gören ve kullanım dışı bir alan, bitkinin boy, çap ve yaşına göre değişik boyutlarda saksı, saksı içini dolduracak kadar toprak, 2-3 güne bir olacak şekilde sulanacak kadar bir miktar su, sulama ve bakımını yapacak, buna vakit ve emek harcayacak kişi veya kişiler ile bolca SEVGİ, ilgi gerekir. Kendi bitkilerimden biliyorum, bu işi sevmez ve gerekli ilgi, alakayı göstermezseniz, diğerleri bolca olsa da bitkinin yaşaması ve gelişmesi yeterli olmaz. İşin felsefi boyutunu bir kenara bırakarak devam edelim, isterseniz.

 

Öncelikle ne yetiştirmek ve ne tür bir iç mekan bitki istediğinize veya nelere ulaşabileceğinizi ve elinizdeki imkanların neler olduğunu iyi keşfetmek gerekir. Her bitki güneşi sever ve güneşe, güneş ışığına ihtiyaç duyar. Ama bazı bitkiler direk güneş ışığı olmazken yaşayamazken, bazıları da güneş ışığına çok maruz kaldığında su dengesi bozukluğu gibi yaprak sararmaları vs durumlar ortaya çıkabilir. Kendi koşullarınızı iyi belirleyip, hangi bitkinin neyden hoşlandığına kısa bir araştırma veya varsa önceden edindiğiniz tecrübeler ışığında karar verebilirsiniz. Bu konuda elimden geldiğince, 7/24 hizmetinizdeyim, bunun da bilinmesinde yarar var.

 

Bitkilerin güneş isteği kadar kök yapısı ve toprak ihtiyacı da çok önemlidir. Kauçuk veya şeflora gibi iç mekan bitkileri derin kök yapar ve tepe tacı genişlemesi birçok iç mekan bitkisine göre daha çok olduğundan, ilk başta olmasa da bitki büyüdükçe ve birkaç yıl sonrasında daha çok toprak ve daha büyük saksı ile birlikte daha geniş bir boş alana ihtiyaç duyulabilmektedir. Daha ilk dikim anından itibaren bu vb koşullar düşünülerek planlamanın yapılması, diğer çoğu işte, uğraşta olduğu gibi önemlidir. Güneş ve toprak yanında en büyük ana ihtiyaç hafifte olsa bir hava ile sudur, iç mekan bitkiler için. Çokça bir su istemez, ama iki gün sonra bu kadar çok su kullandın diye birileri bir düşüncede olacak ve bir zaman sonra bu sıkıntı yaratacak ise o zaman atmak yerine, bu işe hiç başlamamak en iyisi. En nihayetinde iç mekan bitkileri de bir canlıdır ve olduğunca, sonuna kadar yaşamak onların da hakkıdır. Ve gelelim hava hususuna, arada bitkinin bulunduğu ortam bir nebze havalandırılmalı, akşamları özellikle gece yatılan odalarda bitki bulunmaması tavsiye edilmektedir.

 

Bütün koşullarınız tamam ve sizde de içmekan bitkisini bakıp ilgilenecek güç, istek mevcut ise, içerde bitki yetiştirmenin zamanı, mevsimi yoktur. Hiç değilse çiçekçiden küçük bir fide veya fidan alarak işe başlayabilirsiniz. Ama tavsiyem her şeyiyle sizden başlayan, komşudan, arkadaştan alınan bir çelik, yaprak, dal veya tohum ile İÇ MEKAN BİTKİ yetiştirmeye başlamanızdır. Çiçekçiler veya fidancılar işi biraz daha ticari boyutta yaptığından, öylesi bir bakım ve ortama alışmış bir bitki başka ortama ve koşullara geldiğinde, ya bir bocalama yaşamakta ya da kuruma, toprakta sineklenme, dal ve yapraklarda pamukçuk oluşumu gibi olumsuz koşullar ortaya çıkabilmektedir. Çoğu yeni başlayanda bir hüsran olması gibi sizin de daha başlarken, hevesinizin kırılmasını istemem. Diğer taraftan bir uzmana ve tecrübeli birine sormanız, sıkıntı gözlemlediğiniz durumlarda böylesi birinden destek almanız tavsiyemdir. Ama ne olursa olsun öyle yada böyle bu işe başladığınızda göreceksiniz ki; bir canlının büyümesini görmek, ona emek verdiğinizde size karşılık ve cevap vermesi kadar güzel bir duygu yoktur, şu hayatta…

 

Belki fark ettiniz çok fazla tür vs girmeden genel içerikli oldu, yazının devamı gelecek, nasip olursa. Sağlıcakla ve doğayla kalın…

 &&&&&


Alternatif ürünlerle devam edelim

 

ARONYA

Aronia (Aronya), gülgiller familyasında yer alan, halk arasında güç meyvesi olarak adlandırılan bir bitki türüdür. Aronia, çalı formunda bir bitkidir ve boyu maksimum 1,5 – 2 m aralığındadır.

Aronia melanocarpa

Doğal şifa meyvesi ve koruyucu meyve olarak isimlendirilen Aronia’nın antioksidan özelliğinden yararlanmak için meyve suyu olarak günde iki kez 50-60 ml tüketmek kafidir, önerilen maksimum tüketim değeri günlük 200 ml olarak sınırlandırılmıştır. Tüketim kuru meyve olarak yapılacaksa meyveler öncelikle 41-42°C’de kurutulur ve günlük 40 gram tüketim yeterli olmaktadır.

Meyvenin kendisini yemek yalnızca suyunu içmeye nazaran daha etkilidir. Çünkü meyvenin kabuğu etkili madde miktarı yönünden oldukça zengindir. Meyve farklı yapılarda kimyasallar içermektedir. Yapılan bir araştırma sonucunda Aronia 100’den fazla bitki içerisinde en yüksek antioksidan miktarına sahip olması yönünden bir kez daha dikkatleri üzerine toplamayı başarmıştır.

 

Aronia yaprakları sonbaharda kızıl renge bürünerek görsel bir şölen oluşturur ve kışa gelindiğinde yapraklarını döker. Estetik bir görüntüye sahip yaprakları sayesinde süs bitkisi olarak da kullanılmaktadırlar. Nisan sonu – Mayıs başı dönemlerinde çiçek açan bitkinin çiçek açması yaklaşık on gün sürmektedir ve çiçekleri beyaz renkte eşsiz bir manzara yaratmaktadır. Meyvesi ise mor menekşe – siyah tonlarında olup, buruk bir tada sahiptir.

 

Aronya Meyvesinin Faydaları

·         Halk arasında kanserle mücadelede etkili bir yeri olduğu düşünülen Aronia, vücudumuzdaki hücrelerin yenilenmesini sağlamaktadır.

·         Aronia’nın kanser haricinde soğuk algınlığı, bağırsak, mide hastalıklarına, kronik iltihaplanmalara, karaciğer bozukluklarına ve bu gibi birçok sağlık probleminin tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir.

·         Aronia meyvesi gerçek bir vitamin ve mineral kaynağıdır. Aronia, içeriğinde B12 ve D vitamini dışındaki tüm vitaminleri barındırmaktadır.

·         Kötü kolesterolü önler.

·         Kalp krizi riskini azaltır.

·         Bağışıklık sistemini güçlendirici etkiye sahiptir.

·         Karaciğer fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı olur.

·         Özellikle diyabet hastalarında kan şekerinin dengelenmesini sağlar.

·         Gastrit kaynaklı mide duvarı hasarlarının tedavisinde kullanılır.


İklim durumu

Aronia, sert iklim koşullarına karşı oldukça dirençli bir bitki türüdür. Kışın sert geçtiği bölgelerde -25° C sıcaklığa kadar dona karşı direnç gösterir ve şehir içinde yer alan bahçelerde kirliliğe karşı oldukça dayanıklı, güçlü bir bitkidir. Bol güneş alan ve yarı gölge arazilerde yetiştirildiğinde oldukça iyi sonuçlar elde edilebilir.

Toprak durumu

Aronia’nın yetiştirilebileceği toprak skalası oldukça geniştir. Toprağın çok kuru olduğu bölgelerde genellikle bitkilerde demir eksikliği yapabilir. Bitki, killi toprağı ve hafif asidik pH koşullarını tercih eder ve 5.2 – 8 arası pH değerlerinde yetişebilir.

Aronia’nın arazi koşullarına ve yetiştiricilik gayesine göre değişebilen farklı dikim aralıkları bulunmasına karşın genel olarak kabul edilen dikim aralığı 0,6 m X 4 m’dir. Ancak geniş arazilerde 3 x 1,5 m aralıklı sıralara dikilmelidir.

Aronia yetiştiriciliğinde toprağın tercihen sürekli nemli kalması istenmektedir ancak toprak iyi drene edilmiş olmalıdır. Bu nedenle yağışların yetersiz olduğu bölgelerde toprak nemi baz alınarak uygun sulama yapılmalıdır.

Üretim hk.

Aronia, tozlaşmaya ihtiyaç duymayan kendine döllenen bir bitkidir. Kendi çekirdeklerinden dahi üretimi yapılabilir.

Bitkinin meyveleri ağustos ayında olgunlaşmakta ve meyveler uzun süre bitki üzerinde kalabilmektedir. Bitki verime 2-3 yaşından itibaren başlamaktadır. Hasat yaklaşık bir ay devam etmektedir. Elde edilebilecek verim miktarı bakım şartlarına göre değişmekle birlikte bitki başına verim ortalama olarak 0,5-1 kg aralığındadır. Bu da dekara ortalama olarak 200-400 kg ürün verimi anlamına gelmektedir.

KARA ÇADIRIN KARA ÇOCUĞU

yetiştir.net sitesinden faydalanılmıştır



ÜVEZ

 

Bizim oraların adıyla KÜRMÜT olarak bilinen bir çeşidi de bulunan üvez ağacı, çalı veya ağaç formunda, daha çok meşelik alanların ağaçlarındandır. Sonbahar sonu olgunlaşan meyveleri ile doğal şifa kaynağı ve yaban hayatı için besin maddesidir. Akçaağaç yapraklı üvez (Sorbus torminalis) 15–20 m boyunda yuvarlak tepeli bir ağaçtır. Yapraklar 3-5 lopludur. Akçaağaca (uzaktan) benzerse de yapraklarının damarlı ışınsal tüysü değil, tüysüdür. Armut biçimindeki meyve önce yeşil, olgunlaşınca kahverengi olur. Türkiye'de doğal olarak bulunan üvezlerin çoğunluğu; hem kuraklığa hem de hava kirliliğine dayanıklı türlerden oluşmaktadır. Çalı ve küçük ağaç görünümlü üvezler yüksek dağ kuşağında önemli bir erozyon kontrolü bitkisidir. Üvez ve özellikle akçaağaç yapraklı üvezin kerestesi çok değerlidir. Yaz aylarında çiçek açmalarından dolayı arıcılık açısından önemli bir bitkidir. Meyveleri insanlar ve kuşlar başta olmak üzere diğer canlılar tarafından yenilmektedir. Ayrıca meyve ve yaprakları modern ve alternatif tıpta çok amaçlı kullanılır. Bu bitkiden Ruslar "ryabin cognac" adında geleneksel votka yapar.

 

Doğadan toplanmış taze meyve olarak meyveleri tüketilebilir. Bol miktarda fosfor, kalsiyum, potasyum, magnezyum, demir, manganez ve bakır içeren üvez meyvesinin faydaları saymakla bitmez. Ayrıca bol miktarda C vitamini içerir ve lif bakımından da son derece zengindir. Üvez meyvesinin FAYDALARI;

 

Balgam söktürücü etkiye sahiptir, uzun süren öksürüğün tedavisine yardımcı olur.

Antioksidan içeriği sayesinde kanser hücrelerini korur.

Tansiyon ve kan şekerini düşürür.

Kadınların regl dönemlerini daha rahat geçirmelerini sağlar.

İdrar söktürücü etkiye sahiptir.

Antioksidan özelliği sayesinde vücudu bakterilerden korur, C vitamini içeriği sayesinde vücudun bağışık sistemini güçlendirir.

Vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı olur.

 Bağırsak düzenleyicidir.

İçeriğindeki sorbik asit ve askorbik asit sayesinde cilt sağlığını korur.

 

Üvez ilaveli reçeller, marmelatlar yapılabilir, üvezden faydalanılarak hazırlanmış şuruplar, kremler, hatta sabunlar yapılabilir. Kurutulmuş halde meyvelerini ve yapraklarını kullanarak bitki çayı yapılabilir.

&&&&


TARIMSAL ORMANCILIK / AGROFORESTRY

 

Agroforestry, tarımsal ormancılığı; orman ağacı veya ormanlar içinde tarım ya da tarımsal alanlarda ormancılık yapılması şeklinde basitçe tanımlamak mümkündür. Tarımsal ve Ormancılık faaliyetlerinin birbiri içerisine geçmiş, ortak, kombine yapıldığı durumlardır. Ağaçların veya çalıların tarımsal ürünler içinde veya çevresinde yetiştirilmesi şeklinde tanımlamak da mümkündür. Tarımsal ürün derken bitkisel ürünler yanında hayvansal üretimin orman ağaç ve çalıları ile birlikte yetiştirilmesini de kapsar.

 

Agroforestry üretim sistemleri;

 Agrisilvikültürel Sistemler: Alley Ürün Yetiştirme Tekniği, Çok Tabakalı Ağaç Bahçeleri, Tarımsal Arazilerde Çok Amaçlı Ağaç Yetiştirilmesi, Kırsal Ev Bahçesi Yönetimi, Toprak Koruma Amaçlı Ağaçlandırmalar, Rüzgar Perdeleri,

Silvopastoral Sistemler: Mera ve Otlak Arazilerinde Ağaç Yetiştirilmesi, Yemlik Yaprak Üretimine Yönelik Ağaç Yetiştirilmesi, Ağaçlar Altında Otsu Bitki Yetiştirilmesi ve Hayvan Otlatılması,

Agrosilvopastoral Sistemler: Hayvancılık Amaçlı Kırsal Ev Bahçeleri, Ağaç ve Orman Kaynaklarında Arıcılık, Orman Kaynakları ve Tarımsal Alanlarda Su Ürünleri Üretimi, Çok Amaçlı Kullanımı Olan Koruluklar, şeklinde üretim teknikleri sayılabilir.

 

Sayılan bu üretim teknikleri özellikle kırsal alan insanları için gelir, geçim kaynağı açısından düşünüldüğünde bulunmaz bir fırsattır. Çünkü orman alanları ve ormancılık faaliyetleri, bitkisel ve hayvansal üretim olarak tarım faaliyetlerinden ve aynı şekilde tersi durumda çiftçiler, ormancılık faaliyetlerinden şikayetçi durumdadır. Ormana giren bir keçi fidanları yediği için, orman alanlarında hayvancılık yapılması ya da tarım ürünleri yetiştirilirken yangın, açmacılık gibi olumsuz etkilerden dolayı orman içinde ve ağaç, ağaççıkların olduğu yerlerde tarımsal faaliyetler yasaktır. Hal böyle iken ikisini bir arada tutaca hatta geliştirecek en iyi uygulamalardan birisi tarımsal ormancılık faaliyetidir. Çünkü orman içi boşlukta hayvanlarını otlatan bir köylü, ağaçların kaçak olarak kesilip, çalınmasına müsaade etmeyecektir. Aynı şekilde fıstık çamı fıstıklarından iyi gelirler elde eden bir köyde orman yangınlarından mümkün olduğunca söz etmek mümkün olmadığı gibi. Bunu sadece orman içinde tarımsal faaliyetler olarak düşünmemek gerekir. Aynı şekilde tarlalar kenarına dikilmiş rüzgar perdesi ağaç ve ağaççıklardan dolayı ürün artışından tarımsal faaliyetin fayda elde etmesi mümkündür.

 

Kırsal alanlar için tarımsal ormancılık olmazsa olmaz, iyi bir alternatiftir. Kombine, bütünleşik, birbiri içerisine girmiş uygulamalar daha başarılıdır. Agroforestry ya da tarımsal ormancılık olgusunu sadece kırsal alanlar olarak düşünmenin yanında şehir içi, kentsel alanlara uyarlamak mümkündür. Optimum şehirleşme şartları düşünüldüğünde, yeterince ve fazlasıyla yeşil alanı olan bir site için orman ağaç ve ağaççıkları çok fazla görsel güzellik katacak, insanlara nefes almaları için yeterli ve güzel ortamlar sunacaktır. Diğer taraftan bu ağaçlar altında, kenarında yetiştirilecek tarımsal ürünler hem kullanıcılarının hem de diğer şehir sakinlerinin ihtiyaçlarına çare olacaktır.

 

Bir çam ağacının gölgesinde oturan bir apartman sakini az ilerde yetişmiş bir patlıcan çiçeklerine bakarken mest olmaz mı? Yada evinin önünde ağaç, ağaççık veya çalıya sarılmış bir jack be littile kabağının erkek çiçeğinden toplayıp, öğle yada akşam yemeğine kabak çiçeği sarması yapan bir şehirli kadının mutluluğu ölçülebilir mi? Sarı sarı sarkan çiçeklerin ve sallanan olgunlaşmış kabakların kattığı güzellik. Olgunlaştıktan sonra dolma ya da tatlı olarak sofraya verdiği renk ve tadı siz düşünün…

 

KARA ÇADIRIN KARA EVLADI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÖNE ÇIKANLAR

Karides

 Kitin ve kitosan bitkilerde hem kökten ve yapraktan besleme sağlar ki başta fosfat olmak üzere doğal besin kaynağıdır. Öte yandan fungal, b...