Silifke Ve Yöresi

 Silifke ve Yöresine Dair Yerler ve Ürünler


SİLİFKE VE YÖRESİ İLE ÜRÜNLERİ


Sabahı güzel SİLİFKE



    Kıvrım kıvrım akan yeşil gerdanlığı Göksu nehri, üzerinde tarihi köprüsü, tarihi Kalesi, Uzuncaburç, Olba, Ayetakla, Jüpiter Tapınağı ve dahi nice ören yerleri, Cennet-Cehennem, Akgöl ve Ramsar sulak alanı ile nice doğa harikası güzellikleri, Susanoğlu, Taşucu, Tisan Adası ve daha nice turistik yerleri ile bulunmaz cennet vatan sabahı güzel Silifke...


    Mersin’e 85 km mesafede, Toros Dağları ile Akdeniz arasında yer alan SİLİFKE'nin doğusunda Erdemli, batısında Aydıncık ve kuzeyinde Mut ilçeleri yer alır. Karaman ile sınırı olan, Selefkos Nikator tarafından kurulan ilçemiz, Silifke Çileği, Silifke Yoğurdu, kekliği, narenciye, zeytin, domates, muz ve daha nice yöresel ve kendine has ürünüyle verimli topraklara sahip kadim şehir SİLİFKE. Batırık, arabaşı, cezerye, tantuni ve daha nice yöresel yemekleri... Dağları, ovaları, kurları, yaylaları, YÖRÜK ve göçebe kültürü, SİLİFKE’nin yoğurdu, ham çökelek ve daha nice halk oyunu ve kültürel değeriyle debi dünya...


   Ve daha nicesi, sahip oldukları ile olması gerekir yerin çok çok gerilerinde, terkedilmiş, tanıtım, reklam, tanınırlık, sahip çıkmışlık anlamında çok şeye ihtiyacı olan güzel memleket. Sabahı olduğu gibi her şeyi güzel cennet vatan SİLİFKE.


Tek eksiğimiz potansiyeli keşfetmek, birlik beraberlik içerisinde, bugüne kadar yapılmışlara bir taşta biz koyarak, daha ileriye daha güzele yürümek. Yarınlar daha güzel olacak, daha güzel olacağız. Haydi Silifke, kentimize sahip çıkma zamanı...


Bu duygu ve düşünceler içerisinde iyi akşamlar, hayırlı geceler, slmlar saygılar herkese...

&&&&


SİLİFKE ÇİLEĞİ


     Kıpkırmızı domur domur, bakınca için geçen, ilk ısırınca hafif mayhoş ama sonradan ağızda tatlımsı bir tat bırakan, baharın yaklaştığının habercisi, bahar meyvesi. Çileğin başkenti SİLİFKE’nin adeta simgesi, meyve olarak yemenin yanında reçel ve marmelat olarak kahvaltıların bambaşka bir tadı Silifke Çileği.


     Gülgillerden olan bahçe çileği, Fragaria ananassa kültürleri olarak karşımıza çıkan ÇİLEK, iyi bir C VİTAMİNİ deposudur. Üzümsü meyve olan çilek aslında 40-60 kadar pistilin birleştiği çiçek tablası kısmı yenir. Çilek yüzeysel kök yapan otsu bir bitkidir. Kökler iyi drene edillmiş (süzek) topraklarda 60–70 cm’ ye kadar iner. Ağır topraklarda ise kökler yatay büyür. Çilekte iyi tozlanma gereklidir. İyi tozlanmamış meyvelerde şekil bozukluğu olur. Tozlanmadan sonra meyve genelde 30-35 günde olgunlaşır. Konik şekli, meyve eti sertliği, rengi, tadı, lezzeti vs hs.lar ekip dikilecek çilek cinsini belirlemede ana etkenlerdir.


Kolestrolü engelleyen çilek, Hastalıklara karşı vücudun direncini artıran, kansere karşı koruma sağlayan, Alzheimer riskini azaltan, kalp ve damar sağlığını koruyan, özellikle yaşlanmaya bağlı sağlık sorunlarını önleyen antioksidanlar çilekte bol miktarda bulunur. 


Yarım kase çilek (8 adet, 144 gram) besin değeri:

46 kalori 11 gram toplam karbonhidrat 3 gram besin lifi (günlük ihtiyacın %12’si) 7 gram şeker 1 gram protein (günlük ihtiyacın %2’si) 64.7 mg C vitamini (günlük ihtiyacın %141’i) 0.4 mg E vitamini (günlük ihtiyacın %2’si) 3.2 mcg K vitamini (günlük ihtiyacın %4’ü) .....


    Çilek yetiştiriciliği sırasında yabancı otların çıkmaması, erkenci, temiz ve kaliteli ürün elde etmek için masuralar; siyah plastik, buğday sapı, çam iğneleri gibi örtü materyali ile örtülmelidir (malçlama). Malç olarak en çok kullanılan materyal siyah plastik örtülerdir. Hasat günün erken saatinde yapılmalıdır. Uzak pazara gönderilecek çileklerde meyveler ¾ oranında kızardığı zaman hasat edilmelidir.  Yetiştiricinin dikkat etmesi gereken diğer hususlar aşağıda verilmiştir. -Çeşidin bölgeye uygun olup olmadığı, -Verimliliği, -Hastalıklara dayanıklılığı, -Pazarın aradığı çeşit olup olmadığı, -Taşımaya dayanıklılığı, -Bitkisinin kuvvetli olup olmadığı konularıdır. -Eğer seracılığa uygun çeşit düşünülmüyorsa, erkencilik çok önemlidir. -Bazı bölgeler için son turfanda hasad önemlidir. -Çilek bahçesi çeşidi karışmamış fidelerle kurulmalıdır.


Bu kadar bilgi sonrasında ilk hangi üründen başlama anlamında çok gittim geldim, Silifke Çileği ve Silifke Yoğurdu arasında, daha ticari ve ekonomik girdi olarak çilek daha ağır bastı, yoğurdu da baba mesleği ve en sevdiğim haliyle üzülerek gelecek sefere bıraktık.


Sağlık olsun ve cuma akşamımız hayırlı olsun ve hayırlar getirsin. Slmlar sevgiler ve saygılar herkese...

&&&&


UZUNCABURÇ


Tanıtım ve reklama devam, yerlerden gidelim istedim ve yer-yerleşim olarak ilki, önceliği birazda kıyak geçerek memleketime, köyüme UZUNCABURÇ'a verdim.




   Tarih ve kültür kokan, unutulmuş, kimine göre virane, yıkık dökük bir yer yerleşim. Ama tarihi dokusuyla, Efes’i aratmaz nitelikte olan Uzuncaburç, has yörük kültürü, yoğurdu, üzümü, pekmezi, sulama suyunun gelmesiyle emvai çeşit ürünün yetişebildiği güzel ve bir o kadar da terkedilmiş, unutulmuş, yaz gelince Silifke ve civarında havalar iyice ısınmaya yüz tutunca akla gelen garip yayla.


    900 m.lerden başlayan ve 1200 m rakımda bulunan M.S 72 yıllarına dayanan geçmişiyle Uzuncaburç antik kentinde Zeus Tapınağı, adını aldığı burç kalesi ve piramit çatılı anıtmezar Selefkoslar, yani Helenistik; sütunlu cadde, tiyatro, tören kapısı, çeşme, Şans Tapınağı ve Zafer Kapısı Roma döneminden kalma yapılar bulunur ve resimlerden de göreceğiniz üzere, Efes gibi bir yer, Uzuncaburç.


   SİLİFKE’ye 30 km mesafede olan köye, şahsi araçla ulaşılacağı gibi, belli saatlerde gidip gelen dolmuşlarda kullanılabilir.  Köye vardığınızda Dürdane ablada bir kahvaltı yapıp, sıkma börek yemeyi, bir kenger kahvesi içmeyi, tarihi yerleri gezilip, görüldükten sonra vakit varsa Uğra yada Olba'yı gezmeyi, dönerken de mis gibi çam ormanları içinde Delikılıç mesire ve Piknik alanında mola vermeyi, güzel bir keçi pirzola yada kavurma yemeyi ihmal etmeyin. Hatta turu iki günlük planlayıp çamların içinde mis ve buz gibi bir yayla havasında çadır da kalmayı ve bir köylünün çadırına misafir olup, keçi sağmayı, denk gelirse bir tereyağı sıkması, çomacı yemeyi de es geçmeyin...


Deyzemin guzusunun dediği gibi;

UZUNCABURÇ'TA BAĞ BOZUMUNA GİTMİŞKEN, ROMA DÖNEMİNİ YAŞAYIP DÖNÜYORSUNUZ 


   Mersin'in Silifke İlçesine bağlı Uzuncaburç Köyünde bağ bozumu dönemi başlıyor. Ayrıca Roma yolunu kullanarak tarihi yolculuğa yürüyebilirsiniz. Bu güzel yolculukta bağ bozumu yapan üreticileri ziyaret etme imkanı bularak ürettikleri üzümün tadına bakabilirsiniz. Yine kış aylarında tüketeceğiniz Pekmez ve Kuru Üzümü almak için üreticilerle sözleşebilirsiniz.


Hatta işi daha da ilerleterek gelin yaz bitmeden yada gelecek sezon tatile, tatil köyüne değil de KÖY TATİLİ'ne ne dersiniz...

&&&&


SİLİFKE YOĞURDU


Silifke diyince tanısın tanımasın herkes, bir şekilde duymuştur, Silifke Yoğurdu der. Hiç değilse melodisini duymuştur, 

Silifke'nin yoğurdu, Ah seni Kimler doğurdu.

Seni doğuran ana, bal ile mi yoğurdu...


   Silifke yoğurdu yiyenler, eski usul yapılan, gerçek ev, yörük yoğurdunu, daha önceki yoğurtlardan faklı, bambaşka olduğunu bilir veya yiyecekse anlayacaktır. Gerçek SİLİFKE YOĞURDU keçi yoğurdudur, dağlarda Toros Dağları’nın yamaçlarında, tepelerinde dolaşarak gezen, kekiğini, gevenini, ganağını ve daha birçok oralara has ot ve çalılarından beslenerek, yaptığı sütten elde edilen yoğurdun tadı başka nerede vardır... Toros Dağları’nda yetişen emvai çeşit otla beslenen keçi sütü ile yapan ellerden gelen kıvamdadır kısacası, yoğurdu has yapan.


    Keçi sütü, anne sütüne en yakın süt ya oradan gelir ana lezzet.  Diyoruz ya yapan YÖRÜK KADINLARının el yeteneği de bir diğer unsur. Tabi ÇİNGİL gibi kaplarında etkisi çoktur Silifke yoğurdunu Silifke yoğurdu yapan...


Bu duygu ve düşünceler içerisinde herkese iyi akşamlar, gerçek lezzet için yolunuz SİLİFKE’ye mutlaka düşsün. Gelecek bir tatile, beş yıldızlı otele, tatil köyüne değilde KÖY TATİLİ'ne ne dersiniz...


KARA ÇADIRIN KARA EVLADI


#karayolcuOrmanMühendisi

#sabahıGüzelSilifke #yoğurt #silifkeYogurdu #tarihVekültürKokar 

#sahipOldukları #olmasıGerekeniNçokGerisinde #elelEçokşEyBaşarırız

#tatilKöyüNEdeğil #köyTatiliNE #çingil


#Ankara’da olsakda #oralarda #yaprakDüşse #içimParçalanır

&&&&



YEMYEŞİL ZÜMRÜT GERDANLIK GÖKSU


Ilgın Ilgın aktığı gibi yeri gelip çağlayıp coşan deli taylar misali, SİLİFKE’nin yeşil zümrüt gerdanlığı GÖKSU Nehri. Antalya, Konya, Karaman ve Mersin illerini kat ederek 260 km (aslında 310 km.ye kadar uzanır) uzunluğu 10 bin km2'ye ulaşan devasa havasıyla, soğuk ve sıcak iklimlerin, Toros Dağları’nın hazin yolcusu Göksu. Kuzey (Gökçay) ve Güney (Gökdere) kolu olmak üzere iki kollu, Geyik Dağları’nın evladı Göksu, Mut'un güneyinde birleşip Silifke güneyinde Paradeniz ile AKDENİZ'e dökülür. 


Detaylı bilgisini Aytaç Kurtuba kardeşim just in Silifke'de güzelce, bir belgesel tadında yazmıştı zaten. 


https://www.facebook.com/justinSilifke/photos/a.1381355418740264/1381362308739575/?type=3

Fazlası aklıma gelen haliyle, Mavi Tünel var bir,  Göksu’dan alınacak su ile Konya ovasını sulayan devasa proje, Hotamış Sazlığı’nda biriktirilip can vermiş oralara...

Ova, Akdeniz ikliminden tutun da karasal İç Anadolu, bozkır iklimine kadar nice yerlere can veren SİLİFKE’nin zümrüt gerdanlığı. Göksu Deltası, Sulak Alan vasfıyla emvai çeşit su kuşu ile birçok bitki ve hayvana ev sahipliği yapması yanında iklim şartlarının da çok uygun olduğu Silifke Ovası'nda yılda 3 sezon ürün alınmasına vesile olan verim kaynağı, SİLİFKE’ye can ve hayat veren Göksu. 


Çok detay bilgi ve uzun uzun yazıyla boğmadan, Göksu nehri kenarı boyunca, kordon'da sağlı sollu yürümediniz, bir kafede oturup bir kenger kahvesi içmediyseniz yada ayak üstü satış yapan bir tezgahtarın taburesine oturup garsambaç yemeden ve okaliptüs ağaçlarının altındaki bir bankta, o yeşil akışını seyretmediyseniz, inanın bana hayatınızda çok güzel bir şey eksik yaşamaktasınız...


Sabahın seherinde uykudan feragat ederek ibadet okumak yazmak içeri sporu gibi sabah geleneği sonrasında şehir tarımı / şehiriçi tarımcılığı meşgale amaçlı bahçe uğraşında birkaç hasatla birlikte şehrin ve doğanın uyanışına şahit olmanın vermiş olduğu mutluluk, huzur ve güzellikle birlikte herkese günaydınlar, hayırlı sabahlar ve hayırlı cumalar, cumanın feyzi bereketi üzerimize olsun...

&&&


SİLİFKE ÜZÜMÜ


Ürünlerden devam edelim ve yine biraz köyüme #uzuncaburç’a kıyak geçip reklam tanınırlık anlamında bir kolaylık sağlama gayretiyle #uzuncaburçüzümü merkezli Silifke üzümü diyelim. UZUNCABURÇ, Yeniçıktı, Gündüzler ve daha nice yeriyle birlikte artık ovasında, örtü altı üzüm serası, turfanda olarak her yerinde üzüm yetişir SİLİFKE’nin. Üzüm hasadı olarak tam zamanıdır, özellikle yaylalar için...


      Toprak verimli olsa da insan, çiftçi çalışkan olmazsa ürün, hasat verimli olmaz. Silifke ve yöresinde toprak verimlidir, insanları da çalışkandır, ikisi birleşince emvai çeşit ürün ve verimli yöre ortaya çıkar. Ortaya çıkan verimli ürünlerden sadece bir tanesi ÜZÜM. Alfonse, Recep Üzümü, Namrun, Patkara, Göküzüm, Aküzüm, Toros Karası, Kardina Üzümü, Şakir Üzümü, Kişniş Üzümü, Tilki Kuyruğu, Sebil üzümü gibi yöreye özgü ve ticari olarak gelmiş ve yöreye uyum sağlamış, 10-12 ve daha fazla çeşit ile ürün çeşitliliğine renk katar.


   Yetiştirilen üzümler hasat zamanı olan bu mevsimlerde Ankara, Malatya vb yörelere sofralık, yaş üzüm olarak satıldığı gibi, kurutmalık veya pekmezlik olarak da değerlendirilmekte olup, kurutmalık ve pekmezlik olanlar daha çok aile içi tüketim yada yöresel tüketim olarak kullanılır. Geniş bir ticari geçim kaynağından öte, yan ürün olarak çiftçi destekçisidir...


Silifke ve yöresi yada UZUNCABURÇ ÜZÜMÜ yemediyseniz, talep edin ve denk geldiğinde denemeden geçmeyin. Bu duygu ve düşünceler içerisinde herkese iyi akşamlar, gerçek lezzet için yolunuz SİLİFKE’ye mutlaka düşsün. Gelecek bir tatile, beş yıldızlı otele, tatil köyüne değilde KÖY TATİLİ’ne ne dersiniz... 

Gelin Uzuncaburç'ta bir bağ bozumu yaşayıp, şıranalıkta bir pekmezlik üzüm çiğneyip, tavada kaynayan pekmezi taşmasın diye savurma heyecanı yaşarken yüzünüze gelen buğusunu koklayıp, kazandaki küllü suya bir sepet üzüm batırarak, sapı yukarı gelecek şekilde, kurutmalık üzüm serelim...

&&&&


TANTUNİ


Şöyle elle kıyılmış kıymadan, buğusu üstünde, mis gibi bir tantuni. Kıymanın yanında domates, maydanoz, soğan, bolca baharat, acı cin yada yeşil biber ve daha nice güzelliğiyle, sağlıklı ve lezzetli bir yemek. Yapılışını, tarifini ustalara bırakarak, belki bir ustamızda BiZden olsun diyerek yoruma ekler, tercihe göre ister ekmek arasına, isterse lavaşa dürüm halinde. BENim tercihim ekmek arasına...


    Mersin Tantuni, güzel, lezzetli, doyurucu, SAĞLIK dolu bir yemek çeşidi olarak, Türkiye her yerinde ve hatta dünyanın çok yerinde bulabileceğiniz bir tat, TANTUNİ. Silifke’de Anıt'ın karşısında yada başkaca nice yerinde veya Mersin’de yemediyseniz, ilk fırsatta deneyin. Hatta denk geldiğimizde sözüm size olsun, bir tantuni ısmarlayalım, hele SAĞLIK içerisinde şu zor süreci bir atlatalım. Etinden tavuğuna, hatta et sevmezler için peynirli vs.de çıkmış olsa da aslolan ET TANTUNİ'dir derler.


   Başka her yerde bulabilirsiniz ama gelin önümüzdeki tatil zamanını rotayı, Mersin’e, SİLİFKE’ye yada yakın çevresi bir yere kıralım ve gelin bir tantuni yemeden gitmeyelim. Tabi denk gelip yemediyseniz, illaki yemişizdir bu kadar her yerde bulunabilen bir tadı, lezzeti ama yerinde bir başka olur.


Ve herkese iyi akşamlar, bol lezzetli, ağız tatlı akşamlar, günler ...

&&&



SUSANOĞLU


Çok özledik bu sene, belki BiZim gibi çoğumuz gidemedik bir deniz kenarına, kuma, güneşe hasret kaldık. Şahsen bana sorarsanız, dağ mı, deniz mi diye DAĞ, kara derim. Deniz, kum, güneşe hayır demeyiz. Sahil yerlerde yaşayanlar tatil için daha şanslılar, gerçi oralarda yaşayıp, hiç gitmeyen, gitse de yılda bir iki kez ancak gidenler de çoktur.


   Susanoğlu, ülkemizin sayılı güzel sahillerinden bir tanesi, kesintisiz uzunluk olarak en uzun olanlarından. Çoğu insan için tercih meselesi olmakla birlikte, ince kum anlamında güzel plajlarımızdan. Ülkenin çoğu tanınmış, bilinen yerlerin kalabalık, denizin içine kadar şejlonk dolduran yada hotelleri sahil kenarlarına dizerek, insanlara, normal vatandaşlara yer ve yaşam alanları bırakmayanlar aksine. Susanoğlu plajı mavi bayrağı ile dibindeki Antalya'nın veya başkaca yerlerin plajları aksine, geniş herkese yetecek kumsalı ve isteyene şemsiye altı, isteyene kum üstünde yatıp güneşlenme imkanı sunan sakin haliyle, hele hele bayram vs tatiller harici zamanlardaki sakinliği ve fiyat vs anlamında çok yönden de uygunluğu ile tercih edilesi yer.


Yol üstünde olması, plajın şehir merkezine yakın olması, yakın çevresinde gezilebilecek, tarihi turistik yerlerin, doğal güzelliklerin bolluğu ile geze geze doku dolu bir tatil yapmak isteyenlerin gitmek isteyeceği güzel bir turistik yer SUSANOĞLU... Yapraklı koyu, Kapızlı'sı Kızkalesi, Cennet Cehennem, Uzuncaburç, Taşucu ve dahi bir çok yeriyle SİLİFKE’yi gezmeyi, bu sene değilsede önümüzdeki tatil dönemlerinde rotanıza eklemeyi ihmal etmeyin. Tatile tatil köyü yanında, KÖY TATİLİ'ne de gitmeye ne dersiniz...

&&&


BATIRIK VE KISIR


   Çok bir malzemeye gerek duymayan, hızlıca hemen yapılabilen, güzel bir yan ve ara öğün, salata yada yaz yiyeceği çeşidi batırık ve kısır. Sadece bizim oralara, Silifke ve yöresine ait değil aslında, hemen hemen aynı tarif olmakla birlikte Tokat'ta adı BAT olur yada başka bir yerde başka bir isim, ne olursa olsun, lezzet tat, aroma ve alternatif olarak güzel bir katıktır.


   Yapılışını daha iyi bilen hanım ablalar yada usta ellere (tarif vermek isteyenler yoruma ekleyebilir) bırakarak, ince bulgur, marul, lahana, salça, domates, susam, belki başlanmış mercimek yada patates, yer fıstığı gibi birkaç malzeme yeterli yapmaya. Bir kaç görsel ile birlikte bu konuda çokça paylaşım oldu, BATIRIK, KISIR, patates veya mercimek köftesi, kısır salatası vs birçok alternatifi ile sofraların, zor zamanların kurtarıcısı yada iyi bir destekçisi katıklara...


   Baskaca yerleri çok bilmem ama SİLİFKE ve yöresinde, olmazsa olmaz, şöylesi sıcak yaz günlerinin serinletici çorbası yada soğuk yiyeceği batırık. Olsa da yesek, bir yapıp, çağıran olsa da konu komşu hep beraber aş etsek, kaşık sallasak dediğinizi duyar gibiyim. Şu pandemi sürecini, SAĞLIK huzur, afiyet ve MUTLULUK içerisinde atlatalım, söz size denk geldiğimde bir batırık yada kısır yapacağım, hem de kendi ellerimle...

&&&&


CEZERYE


Duymuş, denk gelip tadına bakmış, çoğu insan gibi sizde sevmişsinizdir, cezeryeyi. Havuçlu, pekmezli, portakallı aroması ile fıstıklı, cevizli yada fındıklı olandan, şöyle bolca hindistan cevizli una bandırılmış bir cezerye olsa da yesek dediğinizi duyar gibiyim. İster yaprak, ister dökme, isterse atom ve top şekilli olsun, hayatımız bir cezerye döneri gibi bereketli, tatlı, güzel ve nefis olsun...

Yapılışını ustalarına bırakarak, tadını lezzetini de sizlerin yorumundan bekleyerek, Mersin, Silifke ve yöresi dediğimiz de akla gelenlerden biri Mersin CEZERYESİ, yemişsinizdir illaki ama yine de hala denk gelip yemeyenler, tadını bilmezler varsa; hayatınızda çok şey eksiktir. Cezeryeci Halil'den yada SİLİFKE Özkaymak Past.ainden denk gelince mutlaka bir cezerye yiyin, hatta daha da ilerisi bir kaç paket yaptırın ki sevdiklere de ikram edip tatlı yiyip tatlı konuşalım.

&&&


Silifke, Göksu, Uzuncaburç, Susanoğlu gibi yerleri ile çileği, yoğurdu, Uzuncaburç üzümü, tantunisi gibi yöreye özgü ürünleri ile başlayıp, bir yerden bir üründen bahsederek, buraya kadar geldik…

  

TAŞUCU

 

Silifke’nin güney-batısına doğru Mersin-Antalya Yolundan 10 km kadar ilerlendiği zaman ulaşılan, merkez semtlerden olan Taşucu. Turistik bir yer olması, karayoluyla gelip, Kıbrıs’a deniz yoluyla gitmek isteyenlerin mutlaka uğradığı, burası da güzelmiş diyerek tatili 2 gün daha uzatıp, kaldığı bir yer Taşucu.

 

Nüfusu 10 bin civarında olan yerleşim yerinin geçim kaynağı tarım, turizm, ticaret ve balıkçılıktır. Mersin Limanı’ndan sonra yörenin ikinci büyük limanı buradadır. Boğsak Koyu, İncekum Plajı, Göksu Deltası ve Akgöl gibi gölleri, Akçakıl Koyu, Taşucu Limanı, Liman Kalesi, Ayatekla ve Tokmar Kiliseleri, Atatürk Evi gibi bir sürü gezmelik ve turistik yeri bulunan TAŞUCU, keşfedilmeyi bekleyen tam bir tatil merkezi…

 

Gelirken oltayı almayı unutmayın, unutsanız da sorun değil, bir sürü satan yer var, diğer tanınmış turistik yerlere oranla gayet uygun fiyatlı tezgahlar, dükkanlar ve oteller mevcut Taşucu’nda. Ve olta ayarlamışsanız limana doğru gidip, şemsiye altında yarım gün belki de daha fazla mayışa mayışa balık tutar, akşamda tuttuğunuz balıkları, taze taze pişirip yersiniz. Oltanız yok yada ben balık tutmakla uğraşama diyorsanız, sorun değil, geçin Marina’daki gemilerden yada sahildeki yemek yerleri, kafelerden birine ve tazecik bir porsiyon doyurucu balığı, afiyetle yiyin.

 

Velhasıl bu sene KORONA vs.den geçti belki ama önümüzdeki tatil dönemlerinde rotanızı Akdeniz’e, Silifke’ye, Taşucu’na doğru kırmayı sakın ihmal etmeyin. Tatile Tatil Köyü yanında, KÖY TATİLİ’ne ne dersiniz. Gelin bir değişiklik yapıp, bir köylü amcaya misafir olun birkaç gün, yardım edin işlerinde güçlerinde, tabi rızasını alarak ve bakın görün ki bu işten o da memnun kalacak, sizde. Ve belli mi olur, hasat zamanı gelmişseniz, 3-5 kilo peynir, çökelek, tereyağı yanında 8-10 kilo buğday, un, nohut vs neyi var neyi yoksa size ikram edecek ve ücreti mukabilinde tabi, kışlık erzağınızı arabanızın bagajına koyarak döneceksiniz, öylesi bir tatilden…

&&&& 


Silifke, Göksu, Uzuncaburç, Susanoğlu, Taşucu gibi yerleri ile çileği, yoğurdu, Uzuncaburç üzümü, tantunisi, batırık ve kısır gibi yöreye özgü ürünleri ile başlayıp, bir yerden bir üründen bahsederek, buraya kadar geldik…

 

KEKLİK

 

Kekliği düz ovada avlayalım

Kanadını çam dalına bağlayalım

Yar yar

Buyurun arkadaşlar davetim var benim

Herkes kesesinden yesin içsin

Saltanatım var benim

Aslı yok yaylasında

Bin beş yüz koyunum var benim...

 

Diyen bir halk oyunu ve türküyü duymayanımız yoktur. İşte burada bahseden KEKLİK Silifke kekliğidir. Hayvanın uçuş, kalkış, sekiş ve uçmak için kanatlarını çırpış anını, korkudan geri geri çalılıklar içine çekilişini ve ıssız yerlerdeki sekişini büyük bir canlılıkla yansıtır. Kaşıklarla oynanır. Kaşık vuruşları, keklik uçuşunu, kanat seslerini ve ötüşünü canlandırır.

 

Silifke ve yöresinde yaygın bulunan, Kınalı Keklik, Alectoris chukar, türüne has başın alın kısmında başlayan karakteristik siyah bant çizgisi gözlerden boyunun alt kısmına kadar iner. Ergin kekliklerin göğüs, sırt ve kanatları kül grisi renkte olup yanda şerit şeklinde siyah çizgiler vardır. Gaga, ayak ve bacaklar kırmızı renktedir. Ergin erkek kekliklerin ayak ve gaga rengi dişilere göre biraz daha açık kırmızı, gaga kısa ve incedir. Kınalı keklikler genellikle Bromus ve Artemisia türleri gibi otsu tohumlu bitkilerin bulunduğu vejetasyon tiplerini tercih etmektedir. Bu tür tohumlu bitkilerin tahrip olduğu ve bu tip besin kaynaklarına ulaşılamayan habitatlar keklik popülasyonlarını önemli ölçüde etkilemektedir.

 

Bilmem kaç tane kınalı keklik kenelere karşı doğaya salındı gibilerinden bir sürü haber vardı, özellikle kenelerden bulaşan Kırım Kongo hastalığının yaygın olduğu geçmiş yıllarda. Bu tür faaliyetler ve ortaya çıkan bilinçlenme ile insanların bilinçsiz avlanması kısmen de olsa azalınca, çok çok azalan KEKLİK popülasyonu bir nebze artış oldu. Bu vesileyle, avcılar, av severler mutlu oldu, başta da bahsettiğimiz gibi, türkü de bahsi geçen keklik avı yapılabilir oldu.

 

Avlanma sezonunun serbest olduğu bir zamanda gelin tatile, Silifke ve civar yöreye, yaylalara gidelim. KEKLİK gözleyelim, sesini ötüşünü dinleyelim, kotaya dikkat ederek avlayalım, oraların bayırında düzünde melodi eşliğinde bir keklik oyunu oynayalı. O dağların temiz mis gibi havasından içimize çeke çeke, kaynak sularından, bir kuyusundan içelim…

 

Velhasıl bu sene KORONA vs.den geçti belki ama önümüzdeki tatil dönemlerinde rotanızı Akdeniz’e, Silifke’ye, Susanoğlu’na, Taşucu’na, UZUNCABURÇ’a doğru kırmayı sakın ihmal etmeyin. Tatile Tatil Köyü yanında, KÖY TATİLİ’ne ne dersiniz. Gelin bir değişiklik yapıp, bir köylü amcaya misafir olun birkaç gün, yardım edin işlerinde güçlerinde, tabi rızasını alarak ve bakın görün ki bu işten o da memnun kalacak, sizde. Ve belli mi olur, hasat zamanı gelmişseniz, 3-5 kilo peynir, çökelek, tereyağı yanında 8-10 kilo buğday, un, nohut vs neyi var neyi yoksa size ikram edecek ve ücreti mukabilinde tabi, kışlık erzağınızı arabanızın bagajına koyarak döneceksiniz, öylesi bir tatilden…

 &&&


Silifke, Göksu, Uzuncaburç, Susanoğlu, Taşucu gibi yerleri ile çileği, yoğurdu, Uzuncaburç üzümü, tantunisi, batırık ve kısır gibi yöreye özgü ürünleri ile başlayıp, bir yerden bir üründen bahsederek, buraya kadar geldik…

 

OLBA / UĞRA

 

Dedebeleni mahallesindeki evden bakınca dağın dibinde gizemli haliyle duran, küçük mahalle Uğra ve daha arkada gözüken, çocukluğumdan bu yana hep merak uyandıran OLBA kalıntıları. Orada öylece duran 8-10 tane evle ve çok zaman UZUNCABURÇ’taki camiden daha çok ezan sesi gelen camisiyle gizemini korumuştur zihnimde ve hazır şimdi fırsatını bulmuşken önceliklendirmek istedim.

 

Uzuncaburç’ta bulunan Helenistik dönem krallığa su getirme gayretiyle bir şövalyenin yaptırdığı su yolu ve kendi akışıyla Akışına devam etmesi için vadiye yaptırdığı su kemeri kalıntısı, OLBA’nın en mühim eseri. Vadi kıyılarında bazı yerleri halen ayakta duran su kemeri ihtişamını, yaklaşık 20-30 m (afaki olarak söylüyorum) derinlikte vadiyi bir taraftan diğer tarafa kadar, o zamanın teknolojisi ile nasıl inşa edildiği halen içimde gizemini korumakta.

 

Ve Uzuncaburç’tan doğu tarafa doğru ayrılan yoldan ilerlediğinizde, Yağardıç’taki evlere varmadan yolun sağ tarafında bulunan, kaya yamaçlarına, mağara ve oyuk şeklinde yapılmış antik mezarlar. Bu mezarlar da oralarda oğlak ve davar güttüğüm, otlattığım zamanlarda, asfalt yolun diğer yamacında olması, bizim güdü yerlerinden biraz da uzakta bulunması ile çocukluğumun gizem, sır dolu yerleri, bu antik, kaya mezarlar. Onun kıyılarındaki hayali define yerlerim, zenginlik hayallerim. Su kemeri, antik kaya mezarlar ve daha nice güzellikleri ile keşfedilmeyi bekleyen nadide yerlerden OLBA, Uğra. Ve şövalye, kralım öyle bir su kemeri yaptım ki, uğra da gör demiş, adı oradan gelir. Tabi kralın kızıyla evlenmiş yada evlenememiş hikayesini de siz tamam edin…

 

Velhasıl bu sene KORONA vs.den geçti belki ama önümüzdeki tatil dönemlerinde rotanızı Akdeniz’e, Silifke’ye, Susanoğlu’na, Taşucu’na, UZUNCABURÇ’a doğru kırmayı sakın ihmal etmeyin. Tatile Tatil Köyü yanında, KÖY TATİLİ’ne ne dersiniz. Gelin bir değişiklik yapıp, bir köylü amcaya misafir olun birkaç gün, yardım edin işlerinde güçlerinde, tabi rızasını alarak ve bakın görün ki bu işten o da memnun kalacak, sizde. Ve belli mi olur, hasat zamanı gelmişseniz, 3-5 kilo peynir, çökelek, tereyağı yanında 8-10 kilo buğday, un, nohut vs neyi var neyi yoksa size ikram edecek ve ücreti mukabilinde tabi, kışlık erzağınızı arabanızın bagajına koyarak döneceksiniz, öylesi bir tatilden…

 &&&



ZEYTİN VE ZEYTİN YAĞI

 

Barışın, huzurun simgesi zeytin ve zeytinyağını bilmeyen yoktur. Şöyle kaseye dökülmüş, taze ve soğuk sıkım bir zeytinyağına köy ekmeğini bana bana yemek istemeyen kimse olmaz. Zeytin yağı avucun içine damlatınca, bir süre sonra avucun arkasından çıkar derler, bir efsaneye göre. Yeşil, kırık, çizik, siyah sulu yada kuru salamura veya emvai çeşit boy ve cinste zeytinle TÜRKİYE olarak adımızdan bahsedilir, ama yeterli kalite, lezzet ve verimlilikte olup olmadığımız tartışılır, BENce kapasitemizin çok çok altındayız, biraz daha gayretle çok daha ligin üst sıralarında olmamamız için hiçbir sebep yok. Hatta fazlamız var ve eksiğimiz, yok yok…

 

Silifke ve yöresi ürünler deyince ZEYTİN VE ZEYTİNLAĞI da akla gelir ya da gelmelidir. Sahilden başlayıp 800-1000 m rakımlara kadar hemen hemen tüm topraklarda ve dağlık, ova, düz, yamaç, kıraç her türlü arazide yetişir. Fakir toprakların, verimli zengin ağacıdır ZEYTİN AĞACI ve 400-600 hatta daha uzun yıllar yaşayan, bir dikildiğinde tüm sülaleyi doyuracak, torun tombalak herkesi büyütecek, bakıp besleyecek bir yatırımdır.

 

ZEYTİNİN FAYDALARI

 

Zeytin kandaki fazla kolestrolü giderir, kan basıncını kontrol eder, meyve ve sebze alternatifi olarak diyet lifi kaynağıdır, vitamin E için mükemmel bir kaynaktır, antioksidan olarak hücreleri korurlar. Zeytin, Alzheimer, iyi huylu ve habis tümör gibi dejeneratif hastalıkların, daha az ciddiyetli varikoz damarları ve boşlukları da dahil olmak üzere etkilerini azaltır. Zeytin, miyokard enfarktüsü veya derin damar trombozu (DVT) ile sonuçlanabilecek kan pıhtını önlemeye yardımcı olur, hücre zarlarını kanser gibi hastalıklara karşı korur. Zeytin anemiye karşı mükemmel bir korumadır, doğurganlığı ve üreme sistemini geliştirir. Zeytin, özellikle oksidatif stres ve kronik viral hastalıklar sırasında sağlıklı bir bağışıklık sisteminin korunmasında önemli bir rol oynamaktadır, besleyici ve sodyum, potasyum, magnezyum, demir, fosfor ve iyot gibi mineral içeriği bakımından zengindir. Zeytin, gerekli vitaminleri ve amino asitleri sağlarlar, kalbi korumak için yararlı özelliklere sahip olan oleik asidi içerir. Zeytinler, beyindeki oksidatif stresini azaltan doğal bir kimyasal olan polifenoller içerir. Böylece günlük porsiyon bir zeytin yiyerek hafızanızı% 25'e varan oranda geliştirmeye yardımcı olur.


Sadece bir fincan zeytin büyük bir demir oranı – 4.4 mg. Siyah zeytin, cilt yumuşaklığını ve cildi sağlıklı tutan oleik asidi içerdiği için kırışıklıkların görünümünü %20 oranında azaltabilir.

 

7000 yıllık geçmişiyle zeytin ve zeytinyağı içerdiği mineral ve vitaminlerle tam bir şifa deposudur. ZEYTİNYAĞI kilo kaybı sağlar, metabolizmayı artırır, sindirimi kolaylaştırır, cilt sağlığını korur, kalp sağlığını korur, yaşlanmayı geciktirir, safra taşlarını önler, hücre duvarlarını güçlendirir, kanser riskini azaltır.

 

Zeytin ve zeytin yağı denildiğinde daha çok şey söylenir ve bulunur, bilinir ama sofralarımızdan zeytini ve zeytin yağını eksik etmeyelim, bu kadar faydası olan mahsulü, nimeti yiyelim ve bolca tüketelim. Ki böylelikle tarımsal üretimi destekleyelim.

 

Velhasıl bu sene KORONA vs.den geçti belki ama önümüzdeki tatil dönemlerinde rotanızı Akdeniz’e, Silifke’ye, Susanoğlu’na, Taşucu’na, UZUNCABURÇ’a doğru kırmayı sakın ihmal etmeyin. Tatile Tatil Köyü yanında, KÖY TATİLİ’ne ne dersiniz. Gelin bir değişiklik yapıp, bir köylü amcaya misafir olun birkaç gün, yardım edin işlerinde güçlerinde, tabi rızasını alarak ve bakın görün ki bu işten o da memnun kalacak, sizde. Ve belli mi olur, hasat zamanı gelmişseniz, 3-5 kilo peynir, çökelek, tereyağı yanında 8-10 kilo buğday, un, nohut vs neyi var neyi yoksa size ikram edecek, ücreti mukabilinde tabi, kışlık erzağınızı arabanızın bagajına koyarak döneceksiniz, öylesi bir tatilden…

&&&&



ÜZÜM PEKMEZİ ve KURU ÜZÜM

           

Patkara, gök üzüm, topacık, namrun, recep üzümü, ak üzüm, tilki kuyruğu, alfonse vs emvai çeşit yerli ve zamanla yerleşmiş üzüm çeşitleri ile ünlü Silifke ve yöresinde, açık tarlada yada örtü altı olarak üzüm üretimi yapılmaktadır. Daha çok yaş sofralık olarak değerlendirilen üzümlerden belki de sofranıza gelmiş, yemiş ve lezzet olarak damağınızda tadı kalmışsa Uzuncaburç, Gündüzler, Çatak, Yeniçıktı gibi yerlerden gelmiştir.

 

İş, uğraş üzüm, üzümcülük olunca illaki kurutulur, satmak amaçlı değilse dahi kışın yemelik mutlaka kuru üzüm yapılır. Bağ ve üzüm yetiştiriciliğinde asıl hasat zamanı, BAĞ BOZUMU ise üzümlerin sandıklarla, sepetlerle toplanıp, şıranalık, pekmezlikte bekletilip, çuvallara doldurulup, ayaklara çizme giyip, çiğnenerek ezilmesi sonrası suyunun çıkarılması sağlanır. Daha sonrasında koca koca kazanların ocaklara bindirilmesinin ardından bu bekleyip, dinlendirilmiş üzüm sularının kaynatılması ile uygun kıvama ulaşması sağlanır ve PEKMEZ elde edilir. Ve gerçek bağ bozumu ÜZÜM PEKMEZİ kaynatılması ile olur.

 

Kuru üzüm ile pekmez faydaları diyerek uzatmayacağım ama emvai çeşit faydası olduğunu Google amcaya sorduğunuzda göreceksiniz ve kışın sabah kahvaltısına bir kase pekmez koyup birkaç defa ekmek bandığınızda o gün üşümek neymiş bilmeyecek, gün boyunca içinizde bir soba yanıyor gibi kendinizi sıcak, gününüz güzel olacak, hiç denemediyseniz bir deneyin ve bakın görün ki dediğimi oluyor…

 

Velhasıl bu sene KORONA vs.den geçti belki ama önümüzdeki tatil dönemlerinde rotanızı Akdeniz’e, Silifke’ye, Susanoğlu’na, Taşucu’na, UZUNCABURÇ’a doğru kırmayı sakın ihmal etmeyin. Hele hele bu mevsimlerde tatil planlamışsanız, bir bağ bozumu yapıp, şıranalıkta bir üzüm ezip, kazanlarda kaynayan pekmezin buğusuna kapılıp, altındaki ateş harlandığında taşmasın diye süzgeç, savuracak ile savurmanın heyecanını gelin tecrübe edin, göreceksiniz o vakit başka bir pekmez yemek istemeyeceksiniz, satış noktalarından Silifke ve yöresi üzüm, pekmez ve kuru üzümü talep edeceksiniz. Tatile Tatil Köyü yanında, KÖY TATİLİ’ne ne dersiniz. Gelin bir değişiklik yapıp, bir köylü amcaya misafir olun birkaç gün, yardım edin işlerinde güçlerinde, tabi rızasını alarak ve bakın görün ki bu işten o da memnun kalacak, sizde. Ve belli mi olur, hasat zamanı gelmişseniz, 3-5 kilo peynir, çökelek, tereyağı yanında 8-10 kilo buğday, un, nohut vs neyi var neyi yoksa size ikram edecek, ücreti mukabilinde tabi, kışlık erzağınızı arabanızın bagajına koyarak döneceksiniz, öylesi bir tatilden…

&&&&


Kız kalesi, Kız Kulesi isim çok karışır, birisi İstanbul’un diğeri ise Mersin’in, Erdemli’nin, Silifke’nin. Gidilmiştir, gidilmediyse de ismi duyulmuştur KIZKALESİ’nin. Denizin ortasında bir kale, yılların ve denizin gücüne meydan okumuş, dimdik ayakta duran bir simge.

 

KIZKALESİ

 

Malum benzer diğerleri gibi hikayesi, Kralın kızının başına bir şey gelmesi (yılan sokması) engellenmek için denizin ortasına bir kale yaptırılır, kız orada tutulurken, gel zaman git zaman, yiyecek sepetine saklanmış yılan, Prensesi ısırarak, zehriyle öldürür. Kız ölür ölmesine ama o gün bugündür oraların, Kızkalesi, Mersin’in Doğu Akdeniz’in simgesidir. Hele işin ucunda deniz, kum ve güneşte varsa gidilmez mi? İyi yüzme biliyorum derseniz, kendinizi bırakın Akdeniz’in güzelliğine ve kıyıdan, kaleye kadar bir yüzün ve bu güzelliklerin tadını çıkarın. Sonrasında bağımlısı olacaksınız.

 

Yakın yerlerdeki Cennet-Cehennem, Susanoğlu, Adam Kayalar, Uzuncaburç, Taşucu, Göksu ve Silifke ile Silifke Kalesi gibi gezilecek bir dünya yer varken, gitmek gerek, gitmemek çok büyük kayıp olur. Eksikler vardır tabi, olmaz mı ama inanın siz gelmediğinizden oluyor, eksik kalıyor. Bu haliyle bir gelin, eşinize dostunuza da tavsiye edin ve bakın ikinci gelişinize değişmiş olacak her şey.

 

Velhasıl bu sene KORONA vs.den geçti belki ama önümüzdeki tatil dönemlerinde rotanızı Akdeniz’e, Silifke’ye, Susanoğlu’na, Taşucu’na, UZUNCABURÇ’a doğru kırmayı sakın ihmal etmeyin. Hele hele bu mevsimlerde tatil planlamışsanız, bir bağ bozumu yapıp, şıranalıkta bir üzüm ezip, kazanlarda kaynayan pekmezin buğusuna kapılıp, altındaki ateş harlandığında taşmasın diye süzgeç, savuracak ile savurmanın heyecanını gelin tecrübe edin, göreceksiniz o vakit başka bir pekmez yemek istemeyeceksiniz, satış noktalarından Silifke ve yöresi üzüm, pekmez ve kuru üzümü talep edeceksiniz. Tatile Tatil Köyü yanında, KÖY TATİLİ’ne ne dersiniz. Gelin bir değişiklik yapıp, bir köylü amcaya misafir olun birkaç gün, yardım edin işlerinde güçlerinde, tabi rızasını alarak ve bakın görün ki bu işten o da memnun kalacak, sizde. Ve belli mi olur, hasat zamanı gelmişseniz, 3-5 kilo peynir, çökelek, tereyağı yanında 8-10 kilo buğday, un, nohut vs neyi var neyi yoksa size ikram edecek, ücreti mukabilinde tabi, kışlık erzağınızı arabanızın bagajına koyarak döneceksiniz, öylesi bir tatilden…

&&&&



TEYNEL DALI

 

            Defne, güzelliğin simgesi, Akdeniz defnesi yada Lauris nobilis. Yaprağı ve tohumu içeriğindeki güzel aroması yanında, mutfak, ilaç sektörü yada temizlik sektörünün vazgeçilmezi…

 

Tamda zamanı şimdilerde hasat için. Öyle çok verimli tarla istemeyen, sekilerin ortasında taşlı çakıllı yerlerde de rahatlıkla yetişebilen, alternatif bir orman-tarım ürünü. Maki türü olarak deniz seviyesinden 800’lü rakımlara kadar rahatlıkla yetişebilen defne yada teynel yaprağı ve tohum hasadı yapılmakta, kurutulmakta ve ili bir ekonomik girdi kaynağı sağlamaktadır.

 

Faydalarını vs bir tarafa bırakırsak, balık kızartırken üzenine 2-3 dal defne yaprağı koyarsak koku yapmaz veya defne sabunu ile el ve yüz temizliği bir başka olur.

 

Velhasıl önümüzdeki tatil dönemlerinde rotanızı Akdeniz’e, Silifke’ye, Susanoğlu’na, Taşucu’na, UZUNCABURÇ’a, Ovacık’a doğru kırmayı sakın ihmal etmeyin. Hele hele bu mevsimlerde tatil planlamışsanız, bir defne tohumu hasadına yada baharın defne yaprağı kırmasına katılırsanız, bu işlerdeki zevki kadar ve oraların güzelliklerini bir ayrı yaşarsınız. BENce bir deneyin, müptelası olacaksınız…

&&&& 


Kar beyazı pamukçuklar. Şimdilerde çarşıda pazarda rastlayabileceğimiz farklı bir meyve;

 

MURT MEYVESİ

 

Her sonbahar ve kış aylarında, çarşı pazarda az da olsa rastladığımız ama çoğu insanın ne olduğu ve tadı hakkında çok fazla fikri ve bilgisi olmayan memleket meyvesi, MURT, hambales veya Mersin Meyvesine merhaba diyelim. İçerisinde incir gibi küçük çekirdekleri vardır, çalı formunda ağaçta yetişir. Meyveler öncesinde hamken yeşil ve ekşimsi-kekremsi tattadır, sarımsı ve kahverengi renge dönüp, yumuşamaya başladığında olgunlaşır ve lezzet olarak tatlı bir zeytin boyutundadır. Daha çok beyaz renklisi yetişir olsa da Murt meyvesinin kırmızı ve siyah renk tonlarında olan türleri de mevcuttur. Beyaz tonlu olanlarına Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerlerde rastlanabilirken siyah renkli olanları daha ziyade Antalya ve civarında doğal olarak yetişir.

 

            Murt meyvesi yenerek tüketildiği gibi reyhanlı zeytinyağlı karışımlar ile yüze ve cilde maske olarak kullanılır. Yine yaprağı kaynatılıp içildiğinde mide ve bağırsak ağrılarına iyi gelmektedir. Ayrıca meyvesi salata ve yemeklere katılarak da tüketilebilir.

 

Murt Meyvesinin Faydaları Nelerdir?

 

·         Murt meyvesi cilde, metabolizmaya, organların çalışma biçimine ve vücuda oldukça faydalıdır. Antiseptik özelliği mikropların vücuttan uzak tutulmasında etkilidir.

·         Özel içeriği dolayısıyla doğal balgam sökücü olarak fayda sağlar.

·         Damarların sağlıklı kalmasında önemli rolü vardır. Kalp – damar hastalık ve rahatsızlıklarına karşı koruyucu olması ile dikkat çeker, varis oluşumunu önler ve varisli bölgelerin düzelmesinde etkili olur.

·         Mide sıkıntılarını bertaraf etmeye yardımcı olur; mide bulantısı ve kusma gibi sorunların yaşanmasının önüne geçer. Mideyi rahatlatma özelliği aynı zamanda sindirim sistemine pozitif yönlü katkı sağlar.

·         Sindirim sistemini düzenleyerek iştah açıcı ve artırıcı bir etkisi de vardır.

·         İltihaplanmaları iyileştirir. Egzama gibi deri iltihaplarından akciğer iltihaplanmalarına kadar geniş bir düzeltici etkisi vardır.

·         Cilde sürüldüğünde akne ve sivilce oluşumunu önler, hâlihazırda bunlar varsa gidermeye yardımcı olarak cildin canlı, parlak ve pürüzsüz görünmesini sağlar.

·         Kolesterol için faydalı olduğu bilinmektedir. Murt meyvesinden elde edilen “oligomeric acylphloroglucinol”lerin vücudu kolesterolden koruduğu bilinmektedir.

·         Yaprakları antibakteriyel özellik taşır.

·         Bağırsak ağrılarını giderme de murt meyvesinin faydaları arasında yer alır.

 

Meyvesinin bağışıklığı güçlendirme ve kanserli hücre oluşumunu giderme etkisi olduğu bilinmektedir. Murt meyvesinin içeriğinde yer alan sitrik asit, uçucu yağ ve doğal şeker, şeker rahatsızlıklarını gidermede kullanılır.

 

Meyveleri hem taze hem de kurutularak tüketilebilir. Bitkinin meyvesini ya da yapraklarını kurutmak kullanım süresini uzatmak ve yıl içinde tüketmeyi mümkün kılar. Kurutulmuş hambeles yaprakları sıcak suda demlendikten sonra arzu edilen tatlandırıcı ya da başka bitkilerle karıştırılarak içilebilir. Murt meyvesi reçeli de yaygın biçimde yapılmaktadır. Beyaz murt, hambeles meyvesi daha ziyade tazeyken tüketilmekteyken, siyah renkli hambeles ile hem reçel hem de reçel dışında marmelat ve likör de yapılmakta ve meyvenin raf ömrünü uzatmaktadır.

 

Şimdilerde çarşıda pazarda rastlayabileceğimiz murttan az da olsa alıp bir tadına bakın, kesinlikle pişman olmayacaksınız.

 

KARA ÇADIRIN KARA EVLADI

KARAyolcu Orman Mühendisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÖNE ÇIKANLAR

Karides

 Kitin ve kitosan bitkilerde hem kökten ve yapraktan besleme sağlar ki başta fosfat olmak üzere doğal besin kaynağıdır. Öte yandan fungal, b...