Bahçeyle,
toprakla uğraşta, şehir tarımı, kentsel tarım, şehiriçi permakültür tarımsal
üretim ve şehir bahçeciliği anlamında çalışmalara yavaş yavaş başlamak diyerek
girdiğimiz baharın çalışmalara devam ederiz, yoğunlaşarak.
MAYIS
GİRERKEN
Kırkikindi yağmurları olurdu, özellikle İç
Anadolu, Ankara’da daha çok ve en verimli yağmurlardı. Geçen sene daha çokça
olmuştu, bu günlere kadar. Bu sene çoğu olanları bir 10 gün belki de daha fazlasınca
ileri attık. Hayırlısı ALLAH’tan yine ama küresel ısınma yaşarız. Diğer
taraftan mayıs ayına girdiğimiz şu günlerde, hava sıcaklığı öyle bir arttı ki
sanki haziran hatta temmuz gibi ya da bize öyle geliyor, daha düne kadar geç
soğuklar olduğundan.
Mayısla birlikte yoğun olan işleri daha
bir yoğunlaştırıp tempoyu artırarak işlere hız verdik. Yabani ot mücadelesi bugünlerin
olmazsa olmazı. Bu hususta bir iki hatta üç farklı uygulamamız var. Tarlayı
işleyip, otla mücadele hususunu da içerecek haliyle. Bunu da başka bir sefere
anlatır, paylaşırız, kısmetse…
Yabani ot mücadelesi yanında, mayısla
birlikte yoğunlaşan işler, uğraşlardan birisi bitkilerin bakım ve beslemesi.
Burada toprağın, bitkinin, elde edilecek ürünlerin ve dolaysıyla kendimizin ve
gelecek nesillerin sağlığını göz önünde bulundurarak, organik, doğal ve
permakültür yöntemler kullanmaya, geliştirmeye gayret ederiz. Çünkü başkaca
yaşayabilecek ne bir yerimiz, yurdumuz, memleketimiz var, ne de başka bir
gezegene gidecek şansımız ve imkanımız. İlerleyen çağlar ne gösterir bilemeyiz
tabi.
Doğal, organik ve permakültür çözümler
olarak, BESLEME’den kısaca bahsedecek olursak; daha toprağı işlerken ve dikim aşaması
ve öncesinde toprağa besin takviyesi olsun diyerek hayvan gübresi eklemesi
olmuştu. Biraz yabani ot artışı sağlamış olsa da faydası oldukça iyi. Direk
tohumdan attığımız yeşillikler, fasulye, salatalık, nohut, mercimek, bezelye
tek-tük domates ve süs bitkisi olsun diyerek çiçeklerimiz hep çimlendi,
hamdolsun. Çimlenme yüzdesi direk saymamakla birlikte gözlemlediğimiz kadarıyla
oldukça yüksek. Yine besleme olsun diyerek hayvan gübresi, güvercin gübresi ve
yumurta kabuğu ile muz kabuğu şerbetlerimiz var. Denk geldikçe, ihtiyaç oldukça
şerbetlerden ilave ederek sulama anında beslemeler yapıyoruz ve bitki gelişimi,
çiçeklenme gördüğümüz kadarıyla oldukça iyi. Bahar geç soğukları biraz
etkilemiş, gelişimi yavaşlatmış, tökezletmiş olsa da şimdilik iyi gidiyoruz ve
gördüğümüz kadarıyla kök gelişimi de oldukça tatminkar, en azından kendimiz
adına…
Bitki BAKIMI ve koruması anlamında yine
doğal ve organik çözümler, yöntemler peşindeyiz. Önceden temin ederek suya
bastırdığımız ısırgan otu suyunu kullanırız. Daha şimdiden tektük gözükmeye başlayan
beyaz sinekler yine en mühim mücadele gerektirecek baş belamız olacağa benzer. Bunlara
karşı daha şimdiden, arap sabunlu, sirkeli, sarımsak aromalı organik çözümümüzün
ilk uygulamasını yaptık, fayda etmesi dileğiyle. Site içerisinde olup,
komşularla birlikte topyekün uygulamalar yapmadığımız, olayı kökünden
çözmediğimiz sürece ibizi uğraştıracağa benziyor yine ya hayırlısı bakalım.
Çünkü biz koruma verdiğimizde uçuşup gidenler, ağaçlara, komşu bitkilere
atlıyor ve maalesef mücadele, bırakın hasadı, bitki sökümüne kadar devam
ediyor.
Bitki bakım, koruma ve besleme haricinde
kendimiz için kışa, ocağa, şömineye, mangala, semavere hazırlık olarak kesilip
atılacak olan ğaç dal, budaklarından topladığımız odunları kesme işini bayağıca
kolayladık. Ve yine bunlar için, komşulardan atmakta oldukları parke, laminant
artıklarını da kullanarak, kendimizce bir ODUNLUK imalatı yaptık, yağmurlu
zamanlara ve güze de üzerini, naylon, branda vs ile kapattık mı bu iş tamam
olur herhalde. Başkaca bir sıfır atık,
geri dönüşüm çalışmamız, atılmış olan araba lastiklerini aldık (tam bir
toplayıcı, istifçi olduk) boyadık. Şimdilik üçü ile içine toprak doldurarak ve
temin ettikçe içine çiçekler vs ekip, dikerek bahçenin ortasına süs mekanı,
tasarımı yaptık. Güzel oldu zannımca.
Bitkilere yönelik çözümler, uğraşlardan,
bahçeden sesler olarak bu seferlik son diyeceğimiz, kesilip atılmakta olan ağaç
dallarından ayarladığımız çatal. Sırık ve değnekleri kullanarak, daha ilerleyen
zamanlarda boylanacak olan bitkileri ayakta durabilmeleri için iple yukarı
asmaya yarayan yere paralel ASMA SIRIKLARI diktik, gerdik ve birbirine sabitleyerek,
yere sağlamladık. Geçen seneden tecrübemiz alçak olanların aksine bu sene hemen
hemen boyumuza gelen, boyumuzu aşan yükseklikte yapmaya çalıştık, bu asma
sırıklarını. Geçen sene biraz alçak olmuştu ve daha üçüncü göbekte (her bir
çiçek demetinin olduğu yer bir göbektir) yatay sırıklara ulaşan bitkiler için
aşağı, yere yatırarak, üsten aşırıp diğer sırığa hatta daha öteki yatay sırığa
ulaştırma yöntemiyle karma karışık bir hal almıştı tasarım. Bu sene farklı
olarak birde yatay sıra sırıkları daha az yaptık, iki sıradaki bitkileri ortada
tek sırığa bağlayarak, üçgen şekilli bir tasarım düşünüyoruz.
Yine uzun bir yazı oldu ama anlatacak
olguları, uygulamaları olduğu gibi ve detaylıca aktarmaya çalışıyorum. Çok da
detay olmadı, çünkü şerbetler, karışımlar, organik çözümlerin asıl püf noktası,
oranları, nasıl kullanılacağı gibi asıl merak edilenlere girmedim dahi. Onları
da başka bir sefere diyelim. Az da merak kısmı kalsın. Doğayla, duayla ve sağlıcakla
kalın, bizi takip etmeyi, sosyal medya veya başkaca ortamlardan, beğeni, yorum
yapmayı unutmayın.
KARA
ÇADIRIN KARA EVLADI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder