Ayın dünyaya en yakın şekilde ve dolunay olduğu zamanlara süper ay denir, eliptik yörüngede dolaşan ay yerberi ve yeröte oluşumlar meydana getirir. Süper ay, yerberi zamanlarında normal bir dolunaydan %17 daha büyük ve %30 daha parlak görülür.
Dün akşam, hemen
ortalığın kararmasıyla gözükmeye başlayan süper ay, gece boyunca dünyamızı
aydınlattı ve sabahleyin uyandığımda, yastığıma düşen ışığıyla uyandırdı
bizleri. Karanlıktan aydınlığa ulaştıran ALLAH’a hamdolsun.
Ay, karanlık,
gece, aydınlık dediğimde aklıma düşen bir anı ile anılardan bir kare diyelim.
Yayla zamanları, davarlı günler. Eniştemler ablamı istemişler ve sonrasında
bizimkilerde iadeyi ziyaret yapacaklar. Yeniçıktı dediğimiz yan köyde eniştemlerin
evi, yeri. Fakat onlar da yaylada ve yaylaları da Yeniçıktı Köyü’nün daha kuzeyinde.
Oraya gidilecek…
Gündüzünde araba
vs ayarlandı, davarlar güdülüp, otlatılıp gelindi. Bir şeyler atıştırılıp, her
ne kadar akşam yemeği dahil oturmalı bir misafirlik olunsa da, akşama acıkılmış
ve yolun uzun olmasından. Ailecek, cümbür cemaat arabaya binilip, yolun gittiği
yere kadar gidildi. Arabalı yoldan daha sonrasında, biraz da yürümeli yol var.
Daha ortalık tam
anlamıyla kararmamış olmasından, 15-20 dk. kadar yürümeyle koyağa varıldı. Hoştu,
beşti, yemekti, muhabbetti derken vakit öyle hızlı geçti ki, gece yarısı oldu.
Saat gecenin 11’i gibi dönülecek. Kalkıldı, çadırdan çıkılıp, gelinen ve biraz
daha aydınlıkken yürümeli gelinen yol geri gidilecek.
Gelirken yokuşuna
olan yol, dönüşü eğimli bir şekilde, yokuş aşağı inilerek gidiliyor. Bir patika
şeklinde yolda, gece zifiri karanlık. Ortalıkta ne ay var ne de bir aydınlık. Biz
de hiç akıl edip, bir el lambası vs almamışız yanımıza. Yürüyoruz ve yürüdükçe
göz alışır diyerek umuyoruz ama alışmak ne kelime. Karanlık daha bir karanlık. Bir
ara baktım rahmetli babam, yerlerde el yordamıyla tutuna tununa yürümeye çalışıyor.
Düşmeyeyim diye emekleme peşinde. Sadece babam mı, çok yerde hepimiz ellerle yürüdük
o yolu. Zar zor, bir yerimize pek bir şey olmadan, araba yoluna indik. Ama
15-20 dk.lık yol bayağıca zaman aldı. Arabaya binip, gerisin geri eniştemlerin
çadırdan bizim çadıra gelindi. Hiç mi başka bir zaman yoktu, işten güçten tamam
gündüzünde vakit olmazdı da hiç değilse daha aydınlık bir akşam seçilemez miydi
diye şimdilerde düşünüyorum.
Velhasıl ne zaman
ay görsem, gece olsa ya da zifiri bir karanlık, öylesi anılar canlanır hayalimde,
düşer aklıma. Geceli, gündüzlü ışığımız bol ve yolumuz aydınlık olsun, her
daim. Kalın sağlıcakla, duayla ve doğayla.
KARA ÇADIRIN KARA EVLADI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder