Gelecek için Gidenler

 

GELECEK VE GİDENLER

 

            “Tosya’da pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” yada “hindi için tavuk” diye deyimler vardır. Hayat çok zaman böyledir, bazı güzellikler için bazı fedakarlıklar yapmak gerekebilir ve sonucunda bir şey elde edilmezken fedakarlıklar da elden kaçar gider. Ama riski göze alıp denemek gerekir, hayat deneyebilenlerin başarısını konuşur.

 

            Üniversite yılları, bugüne kadar hayatımda olan evrelerden bir tanesi. Şimdiye kadarki hayatı; çocukluk zamanları, davarlı günler, şehirsi zamanlar, üniversite yılları, iş hayatı ve Ankara güncesi şeklinde, zaman dilimleri olarak gruplandırabilirim. Eminim sizde de vardır böylesi evreler, yoksa bile bir düşünün, sizinkiler nasıl olurdu diye… Velhasıl üniversiteye başladığımız ilk zamanlar, öyle zordu ki anlatamam. Trabzon’da okuduk, bilmeyenler için dile getireyim. Cep telefonları o kadar yaygın değil o zamanlar, memleketle yada başkalarıyla irtibatı sabit telefonlardan yapıyoruz. Hiç unutmam bir gün telefon sırasındayız, önümde de bir bayan arkadaş konuşuyor telefonda. İster istemez sesi duyuluyor ve kulak misafiri oldum. “Ay anne burayı ben hiç sevmedim, köy gibi bir yer” diyor. BeN de şaşırdım tabi, KTÜ’yü bilenler bilir, merkez kampüsü merkezi konumdadır, kampüsün hemen dışında yerleşim oluşmuştur, kampüs içinde de hemen hemen bütün ihtiyaçları karşılayacak yerler mevcuttur ve manzara olarak Karadeniz’de olsa deniz manzaralı, güzel kampüslerimizden bir tanesidir. Kız nereliydi, kimdi açıkçası bilmiyorum. Bunu da böyle kısaca anlatayım istedim, ilk zamanlar deyince.

 

            Üniversitenin ilk zamanları, meteliğe kurşun attığımız anlar, Başbakanlık bursu çıkmadı, KYK bursu çıktı, onu da alana, hesaba yatana kadar Aralık ayı oldu hemen hemen. BEN de bir taraftan fellik fellik burs verecek yerler arıyorum, önüme denk gelen yere bildiğimce, bilmediğimce başvuru yapıyorum. Belediyeden tutunda bildiğiniz bilmediğiniz tüm vakıf ve dernek kapılarına tokmak vuruyorum. Hayatım boyunca, en azından kendimi bildikten sonrası için, hep düsturum, ailem perişan olacağına kendim sefil perişan olayımdı. Hazırlık sınıfının birinci dönemi sonu yada ikinci dönemi başı zamanlar, KYK bursunu alalı daha 3-4 ay olmuş olmamış zamanlardayız. Burs için başvurduğum yerlerden bir tanesi de TEV Vakfı. Hazırlık binası kampüsün yola yakın yerinde, bizim fakülte de kampüsün diğer tarafında, en sonunda. Bir gün ders arasında bir haber geldi, Fakülteden aramışlar, Dekan Bey, kulakları çınlasın Ziya Hocamız, tabi o zamanlar daha kim kim çok tanımıyorum. Ziya hocamıza öğleden sonra bilmem saat kaçta uğrayacakmışız. Allah Allah, ne oldu acaba düşüncesi içerisinde, biraz da heyecanlanarak, denilen saatin öncesinde vardım Fakültenin Dekanlık katına. Sekreter ile görüştüm, böyle böyle beni aramışlar ve bu saatte burada olmamız istendi. Sekreter hanım, biraz bekleyin dediler, içeri sordular ve biraz sonra girebilirsiniz hocamızın yanına denildi. Azcık daha bekledim ama bir taraftan da bayağıca heyecanlıyım, tabi denk geldiğim kimse de bir şey söylemiyor. Neyse girdik içeriye, hocam merhaba ben şu, beni çağırtmıştınız dedim. Otur oğlum dedi Ziya hocamız, TEV’e burs başvurusu yapmışsın. Az evvel Trabzon Şube Başkanı buradaydı, senin bursun çıkacak ama başka bir yerden burs almaman gerekiyormuş dedi. Vakfa bir uğra ve KYK bursunu kestir yada burs çıkarsa kestireceğine dair bir yazı götürmen gerekiyormuş, hadi hayırlı olsun. Teşekkür ettim hocamıza, çıktım odasından ve çıkarken Sekreter ablamıza da teşekkür ettim. Ama öyle böyle heyecan yok bende, pır pır içim, dışım. Kanadım olsa uçacağım.

 

            TEV Bursu, öyle kolay değil, herkese vermiyorlar ve verdikleri de az buz değil, o zamanlar 250TL idi, mesela geçen sene 700TL veriyormuş. Ama şart başarılı olacaksın, sonraki yıllarda ortalama 4 üzerinden 2,5’in altına düşmeyecek ve başka yerden burs almayacaksın. Başka yerden burs almama şartı, önümüzde engel. “Tosya’da pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” durumu yaşar mıyız acaba, bir sıkıntı olur mu? Ne yapacağız nasıl edeceğiz, düşünüp duruyorum. Sonraki günlerden dersim olmadığı bir zamanda gittim Şubeye, böyle böyle bir durum varmış, Başkanımız bilmem kim bey Ziya hocamız ile görüşmüş, ne yapmam gerekiyor diye sordum. Evet bizim şartımız başka yerden burs almamanız fakat siz KYK bursu alıyormuşsunuz, eğer onu kestirir yada kestireceğinize dair noter onaylı bir yazı getirirseniz, bursunuz çıkacak, dediler. Nasıl bir yazı filan feşmekan iyice öğrendikten sonra, notere gidiyorum, ama bir taraftan da kafamda bir soru işareti yok değil. Ya çıkmazsa, o zamanın parasıyla KYK 150 TL gibi bir burs veriyor ama sonrasında geri ödemeli. Notere bir gittim, tamam istediğin gibi bir yazıyı veririz, fakat ücreti 70 küsür lira. Of ne para, bir aylık kredinin yarısı, işte bir soru işareti daha, o kadar parayı nasıl vereceğiz ve sonrasında ya çıkmazsa, hepsi boşa. Dursun bakalım diyerek noterden çıkıp bir de Yurt Müdürlüğü’ne gittik. Böyle böyle bir durum var, bir yazı istiyorlar TEV’den nasıl yapacağız. Kolay dediler şöyle bir dilekçe yaz, onu yazıyla merkeze gönderir, yazı ve dilekçenin bir örneğini de sana veririz, birkaç güne de dilekçen işleme konur ve bursun kesilir, dediler. Tamam güzel, kolaymış. Ya herro, ya merro diyerek, hayali bir pirinç uğruna bulgursuz yaşamayı, bir hindi için tavuğu feda etmeyi göze aldım. Ve yazdık dilekçeyi, dilekçe ile yazıdan bir örnek alarak, kocaman bir risk ve soru işaretiyle birlikte, Allah’a güvenerek, TEV Trabzon Şube’ye de verdim,

 

            Risk alıp devam ettikten ve kısa bir sonra bir haber geldi ki TEV Bursumuz çıkmış, oh be şükür dedik kendimizce. Ve sonrasında üniversite boyunca rahat ettik, bulgur da güzeldi ama pirinçle yaşamak daha bir güzel oldu. En güzel tarafı da üniversite bittiğinde, geri ödememiz 8-10 bin lira daha az oldu. Hayali bir gelecek için gidenler, feda edilenler olur ve bazen risk alıp, feda etmek gerekir ama en nihayetinde hepsi kader, kısmettir. Çoğusu için bahsettiğim paralar hiçbir şeydir ama olmayan için çok paradır. YOK daha ötesi var mı? Olmadı mı olmuyor işte. Uzun lafın kısası, ülkemizin bulguru ve pirinç pilavı ile tavuğu ve hindisi güzeldir, varsa, zor değilse bol bol, tadına vara vara tüketin…

 

KARA ÇADIRIN KARA EVLADI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder