Akdeniz
sevdası, dağlar bizi çağırıyor olsa da yürek coşturan, doğduğun kadar doyduğun
yerdir, her ne kadar kalp doğulan yerlere bir ayrı atsa da bu günlerde ANKARA
bizde, bizimle olan. Bir başka değişik memleket Ankara, yazı bir başka, kışı
bir başka… Bozkır sonuçta İç Anadolu, çok beklentiye girmemek gerek. Küçük, bir
avuç mutluluk ile yetinmeyi bilen biz YÖRÜK, kara çocuklar için de buralarda
olmak, hamd, şükür kaynağı.
Bir
İstanbul veya bir Antalya yada başkaca çok güzel bir yer değil, ama merkez,
BAŞKENT, devletin ve herşeyin kalbinin attığı yer, her ne kadar içinde yaşayan
bizler için çok hissedilir olmasa da… Yeri geldikçe fırsat oldukça yazacak çok
husus, birikmiş veya birikmemiş anı hatıra var ANKARA’ya ait.
EN
GÜZEL ANKARA MANZARASI
Bugünden başlayalım kısaca ve peyder pey
buralardan da yazarız. Koronalı günlerde pek fazla yapamıyor olsakda, öğle
aralarında şöyle bir tur atar, hafifte olsa tempo tutarak, hareket berekettir
deriz. Hafif dışarıda bir güz yağmuru tutmaz öncesi Necatibey’den inip,
Demirtepe Köprüsü’nden çıkıp, Maltepe cami önüne doğru kırdık rotayı. Ufak
tefek market vs ihtiyacı da karşılayarak halkayı biraz daha genişletip, sizler
için bir ANITKABİR manzarası da ekleyerek yaklaşık 6 km.lik turu tamam ettik,
haneye yazdık bugün için ve sizlere de aktarmış olduk.
Zaman,
fırsat buldukça yine eskilerden, yenilerden, görüp duyduklarımızdan aktaracağız,
her ne kadar tasvip etmesem de arada yiyip içtiklerimizi de aktarırız sizlere,
şuranın şusu diyerek. Bu hal ve durum içerisinde herkese ANKARA’dan, Başkentten
sevgi, saygı ve selamlar, canı gönülden…
KARA
ÇADIRIN KARA ÇOCUĞU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder