Kış ve Kara Çocuklar

KIŞ VE ZORLUKLARI
   Kara çadırın kara çocukları hep anlatageldiğim, anlatıyorum çünkü hatırlamak, unutana hatırlatmak, bilmeyene varmış hissi uyandırmak, yokluğu-zorluğu bilmek bildirmek ve öyle çok çok uzaklara, başka diyarlara, ülkelere bakmadan burasıda var ve kara çadırın kara çocukları bunlar demek gayesiyle... Malum günümüz kış, yağış, kar ve fırtına, boran hep bir afet, sel, çığ vb sıkıntı gündemimizde, haberlerde. Hal böyle olunca insan daha bir tedirgin, daha bir diken üstü hali ve belki de oluşturulmak istenen, yapılanların amacı böyle...
   Unutulan kara çadırın kara çocuklarının yaşadıkları, zorluklar, sıkıntılar. Plansızlık, yanlış şehirleşme ve daha birçok sebepten, düşen iki damla yağmur damlası, sel olup her yeri basmakta ve insanları per perişan etmekte günümüzde. Yağar yağmur sele döner, kar yağar ya vıcık vıcık yada vızır vızır ve ayakta durabilene helal olsun. Fırtına çıkar uçan çatılar, yıkılan ağaçlar vb.den zarar görenlerin hattı hesabı yok. Bunlar hayatın kaçınılmaz ve gerçekleriyken diğer taraftan bizlerde çok kibarlaştık veya refah düzeyi yükseldikçe birçok zorluğu-sıkıntıyı unuttuk. Paçalarım ıslandı diyen Paris görmüş kara çocuklar olduk hepimiz. Daha da kötüsü görmez, umursamaz olduk. Yazımın çıkış noktası tamda burası, unutulanı hatırlatmak, bilinmeyeni göstermeye çalışmak ve yaşamayana anlatmak...
   Zorluklar, sıkıntılar çıkış yerim, dillendirdiğim ki elimizdekilerin değerini bilelim, şükrü eksik etmeyelim ve yapıyorsak israf, haram, kendini bilmezlikten uzak duralım. Kış ve kara ayrılmaz birer ikili, öyle sıcacık sobanın, hatta yakma-odun atma vb derdi dahi olmayan kalorifer, kombi sisteminde peteğin kenarlarında durup da halinden şikayet edip duranların aksine. Kış hayatın olmazsa olmazı, kar, boran, fırtına tipi olmazsa, bereket, verim, su, yiyecek-içecek olmaz, olursa da az ve yetersiz olur ve sonu sıkıntı kederdir. ALLAH esirgesin. Kış kar, soğuk ve daha bir zorluk demektir, kara çadırın kara çocuklarına. Kar yağar, yağarken de sonrasında da güzeldir, sıcacık yuvasında yatıp ve pencereden bakan, çıkıp kartopu oynayan, gönlünce koşup, kayan çocuklar için hemde inanılmaz bir eğlence, eşi benzeri tarif edilemez bir duygudur. Bu yüzden hep iple çekilir, karın düşmesi. Kara çocuklarda da öyledir aslında, iş eğlenceyse onlarda yapar ta dibine kadar, hem öyle şehirdekiler gibi yerde yolda yokken yüksek ve tepelerden gelen arabaların üstünde gördükleri iki santim, tozlu, pis ele alınmaza yapışıp kaportayı sökercesinenin aksine. Tertemiz havasıyla, tertemiz dizine kadar gelen karda bata çıka koşarak, içinde yuvarlanarak, leğeni, naylonu yada popodaki pantolonu yırtana kadar doya doya dibine kadar çıkartır tadını...
   Gerçek var diğer taraftan, kar yağar, buz olur veya sulu yağmışsa vıcık vıcık ıslanmadık yer bırakmaz. Buzsa yürümek, kendini ve taşıdığını idame etmek zordur kara çocuklara. Ama ne yapsın, iş bu ve yapacak, deve-diyar meselesi, gidecek yer ve imkanda yok. Kış gelmiş, dinler mi hayvanlar? Aç keçiler çoban ister, yem yiyecek ister. Önce sabahtan kalkıp, ağılın ağzı açılmadan çardak ve ağıl içini dolaşıp, ölen kalan, hasta veya birşey olan varmı diye kontrol edilir. Hele kuzlama (yavrulama) dönemi veya yeni kuzlamışlar ve daha körpeler tingişe tingişe koşarak kendi annelerini bulamadığı dönemler ise daha zor ki, sorma gitsin. Ağıl ve çardağın içi kontrol edilecek, kuzlayanı, hastası, öleni kalanı, kurt kapanı var mı diye. Eğer kuzlama dönemi ise geceden bir kaç kez dolaşmak gerek ki, annesi körpeyi temizleyip kurutup, emzirip bakabilsin. En zor doğum ve doğum sonrası kurutup emzirip ayağa kaldırıp bakma süreci ağıl, çardak içi doğumlarda. Çünkü direk gübre, sadırın üzerine yapmak zorunda, öyle dışarıda olduğu gibi en temiz, kuru, kuytu yerleri seçme gibi bir şansı yok hayvanın. Süt sağımı yapılıp körpeleri kuzluktan çıkararak keçilere tek tek buluşturduktan 15-20 dk. Kadar sonra aynı ritüeli toplayıp kuzluğuna geri koyma usulüyle emiştirme işleri tamamlanır. Ki bu işleri de istisnasız dışarıda, kar buz üzerinde, soğuğun iliklere işlediği açık alan şartlarında da gerçekleştirir kara çadırın kara çocukları. Bugün hava çok soğuk hayvanları emiştirmeyelim deme şansları yok maalesef. Sonrasında ağıl çardak kapısı açılır ve hayvanlara belli bir süre, çalıların yiyeceği olduğu yere kadar karı yararak önünden gidip, yol almaları sağlanır. Ki nasıl gitsin hayvancağaz boyunu aşan karların içinden. Dahası gerekirse çalıların, hatta daha da yüksekse kar seviyesi, ağaçların üzerindeki karlar açılır, temizlenir ve keçilerin beslenmesi sağlanır. Açılamıyorsa veya hayvanlar yetişemiyor veya çok uzaklara gidilmiyor ise yakındaki ağaçlardan dallar tahra, nacak, balta yardımıyla kesilip (kırılır) hayvanların önüne indirilir ve beslenir. Kış soğuğunda çıplak eli yakan, çatlatan buz kesmiş havada metali tutmak, o soğuğu ciğerlerde hissetmek ve ağaca çıkarken, yol açarken, dağlarda kayalardan taşlardan kayma düşme tehlikesi ve zorluklarıyla mücadele eder kara çocuklar. 30.12.2019

   Devamı gelecek, pek yakında. Kışın karı, soğuğu yaşayarak gördüğümüz ve hissettiğimiz 2019’un şu son günlerinden, herkese iyi seneler, yaşadıklarımızı aramayacağımız, daha iyisini bulduğumuz, sağlık ve huzur içinde helalinden bol kazançlı yıllar yaşamamız temennisiyle. Selamlar herkese...
KARA ÇADIRIN KARA EVLADI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder