KEÇİYE DAİR
Keçi sıradan bir evcil hayvan değildir YÖRÜKLERE. Yeri ayrıdır konar göçer insanlar için, bir inekten, bir atdan, bir devreden ve dahi nice evcil hayvanların en üstünüdür. KEÇİ çocuğun okul masrafı, yerin halısı, ekmek parası, kışın yiyecek çökelek kaynağı, kurbanın sebep ve sonucu ve daha neler neler olur. Aştır kış yaz yiyecek katık olur, yaşam sebebi ve kaynağıdır, sonuç olur kazanç olarak. En nihayetinde herşeydir yörüğe keçi, olmazsa olmazı. Başka bir hayvan seçmemiştir yörük yanına yoldaş, ne bir koyun dağlarda eşlik eder nede bir inek doğadan bu kadar beslenebilir; bunlardan olsa gerek, sürse istediği yere gider, yese istediğini yer, kışın soğuğuna yazın sıcağına dağın tepesine, ovanın düzüne her yere, herşeye uyar KEÇİ... 03.03.2019, yollardayız yine ve hazır vakit varken bir şeyler karalayayım istedim ve isteyince bunlar geldi aklıma, hey gidi günler hey diyerekten...
Yörük keçiyle yaşar keçi için yaşar, keçiyle yatar keçiyle kalkar, kalkınır, masraf eder, kazanır. Yaşam kaynağı, yaşama sebebidir keçi. Onunla gider, onunla geçimini geçirir. Keçiye ne verir ve ne kadar ilgilenirse kara çadırın kara çocukları, keçide fazlasıyla verir. Hatta seradaki uğraşanlara sözüm olmuştur hep, eğer bu kadar keçiyle ilgilenseniz yere göğe sığmaz keçi ve size yıllık dört oğlak, 20 kilo ve üzeri et, 20 kilo ve üzeri tereyağı ve peynir veya çökelek, 200-300 kilo süt, kıl ve gübresi cabası tabi bitkiler kadar ilgilenip baktığın bir sadece keçiden elde edeceğin bunlar. Tabi yörük kardeşim, emmim, teyzem böyle bakmaz ve bakamaz hayvanlarına. Yılda bir ay kadar yem-saman dökerse yavrulama zamanı yada 2-3 ay kadar kurban öncesi çoktur bile. Onun haricinde peşinde koşacak biri olsun yeter, yemi yiyeceği dağdan, doğadan ve doğalındandır keçinin ve belki de tercih sebebi bundan keçidir yörüğün. YÖRÜK yürür durur, bir yaylağa bir kışlağa, bir sahile bir dağa gider gelir öylece. Yerinde durmaz duramaz, durduğu an hayat biter kara çocuklara...
Keçi bir taraftan da zor bir hayvandır, inatçıdır kendi içinde ama bir o kadarda uysal laf anlatmayı bilirsen. İşleri uğraşı zordur, sürekli başında biri olacak gün 24 saat, yıl 12 ay. Bugün tatil bu saatte istirahat dinlemez, acıktımı salacan ağıldan, yoksa acından çalduvarı yer ve yarar çıkar ki sonrası zarar ziyan. Ve satsan bütün varını karşılamaz. Ama dilinden anlarsan yolunu yordamını bilirsen bir o kadarda kolaydır. Zorluğu sürekli başında birinin olmasının yanında varsa yavrularına ayrı bir bakan veya beslediğin gruplara ayrı bir uğraş ister. Düğün bayram, yorgun hasta dinlemez sürekli onunla olacaksın. Hele kuzlama (yavrulama) zamanı ve ilk üç ayında ayrı bir özen ister. Dağda bayırda, ağılda yemde her yerde ve her zaman doğum riski vardır takip ister. Mesela gece ağılda yada ahırda doğmuş körpelerin başında olmalısın yoksa anne temizleyip kurutamaz ve soğukta yada açlıktan donup ölebilir yavru... Sadece bununla bitmez işin, sabah ve akşam olmak üzere anneleriyle buluşturup emiştirmen gerekir. Hele 2 aylık olana kadar tek tek tutup annesinin altına koyacak 30 dk. sonrasında da tek tek alıp kuzluğuna koyacaksın. Çünkü bu dönemde yavruların annelerini bulması zordur ve kendi başlarına yapabilecekleri bir iş değildir. Ve 40-50 ve daha üstü hayvan varsa tek bir-iki kişiyle olacak bir uğraş olmayıp daha fazla kişiye ihtiyaç vardır. Mesela biri kuzluğun içine inip tek tek dışarı verecek, dışarda da en az iki-üç kişi olacak ki onlarda ikişer, üçer alıp annelerinin altına verecek. Ki körpeleri tanıyıp bu, bu keçinindi demek bile bir maharet ister. Aynı uğraşın bir benzeri de keçilerin altından toplayıp kucak kucak getirerek kuzluğa geri koymak da başlı başına başka bir uğraştır. Bu yüzden kara çadırın kara çocuklarının tatil dönemine denk getirip iş paylaşımı yapılır ve hep dediğim gibi en küçük bir işgücüne elemana ihtiyaç olur. Genelde kuzluk içinden oğlak alıp dışarıda dağıtanlara verme işi bunlarındır ve tabi verirken de hangi keçinin oğlağı olduğunu bilip söyleme işi, o yüzdendir ki ailenin birer akıl küpleridir kara çocuklar... 16.03.19 yine yollardayız ve hazır öyleyken yazalım biraz daha.
Kış dönemi işleri böyle başlar, doğumla hayat bulur bir hayvan. Onu tek tek besleyip büyütmek zor iştir. Her biri bir yoğun emek ister. Sütten iki ay kadar sonrasında yavaş yavaş suya, yeme, dala, ota alıştırılır. Sevdire sevdire hayatı eğitilir, gele gite, ağıla dağa. Ve her birinde birşey katar hayvanlara yörük. Sonrasında yem yer, dağlarda yayılıp ot, dal yer olur ve körpelikten oğlağa döner hayat. Her gün emiştirilip, sonrasında güdülüp gelip, kuzluğunun altının üç-dört haftaya bir değiştirilmesi, ilaçlama ve yemleme çalışmaları, birine kümesine, ötürük ağız yarası gibi hususların kontrol edilmesi ve daha nice işiyle sıkı takip gerektiren yoğunluk içerir. Bu işlerin yoğun olanları kara çocuklarında evde olacağı haftasonuna ayarlanır. Hatta yayla sezonu değil ve köye, okula yakın yurt zamanı sabahtan emiştirme işleri sonrası okula gidilir ve ikindi geldikten sonra akşam emiştirme veya ikindi güdüsüne yetişip işlerin ucundan tutmak kara çocukların görevlerindendir. Bu işler böyle böyle yoğun haliyle yaz dönemine kadar devam eder.
Yaz tatili döneminde de yine kara çadırın kara çocuklarına yoğun bir uğraş bekler. Yine bu dönemde de güdüm işleri özellikle oğlakların otlatılıp, yemleme sulama vb bütün bakımı çocuklara aittir. Ama oğlaklar bu dönemde serpilip gelişir, bir nebze çocukların yaz tatilini bekler adeta. Öğlenleri sütun sağılması, sağım sonrası satılması veya çekilip yoğurt peynir yapılması da devam eden işlerdir. Ve tabi bir taraftanda ekin harman veya nohut, üzüm vb ürünlerin hasat zamanı gelmiş olup o işlerin yoğunluğu da kara çocuklara ayrı bir yoğunluk katar. Bu kadar yoğunluğun içine birde hayvan gübrelerinin toplanıp yükleme, taşıma ve satım işlemleri vardır. Adeta iş kakılmış durumdadır. Bu kadar yoğunluğun içinde kara çadırın kara çocuklarına çocukluğunu yaşamaya maalesef fırsatları kalmaz. Ama yinede en güzel yıllar çocukluk dönemidir.
Yörüklük körpelerle ve onların birer hayat sahibi olması için uğraştır, bir taraftanda kara çocuklar eğitilir, hayata alışırlar. İnce ince sabırla, ilmek ilmek büyürler ve büyürken de büyütürler bir şeyleri. Körpelerin her biri birer kişilik katar büyüyüp bir hayvan olurken KARA ÇOCUKLARa. Körpelerin kimisi damızlık olacak ve yavrular verecek, kimisi teke kalacak, kimisi beslenip adaklık veya kurbanda birilerinin ibadeti yada lokanta, sofrada yemek olacak ve birilerinin açlığına çare olacaktır. Bunu kara çocuklar belirleyecek bakımıyla, ilgisiyle, meşakkatiyle, emeğiyle... Ama en nihayetinde bu körpeler gelecek olacak, kazanç olacak yörük ovasına, kara çadırın kara çocuklarına. Hayata bir değer katacak. Böyledir işte kara çocuk emeği sofranızda fasulyenin içindeki et parçasında vardır. Yerken çiğnerken bir daha düşünün ve şükredip razı olun...
KARA ÇADIRIN KARA ÇOCUĞU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder