KARA EVLATLAR 1
Kara kavuruktur kara çadırın kara çocukları, buğday yada beyazdır aslında ten rengi ama rüzgar yakmıştır yüzünü ve esmere çalar... Arkadaşı yoktur öyle düzinelerce, mahalle filan bilmez onlar, hele çok eski zamanlardaki gibi kalabalık olmayan dağlarda, yaylalarda. Dost edinir kendine boş koyakları, ıssız dağları. Oyun arkadaşı yoktur öyle en afillisinden bir dostu, yeri gelir köpeğidir, yeri gelir oğlakların arasından bir Ronaldo edasıyla, havasıyla atar bir bir çalımları. Dostu onlardır en samimisinden... Öyle çeşit çeşit oyuncakları da yoktur, çakması yada made in China olan. Bir körpe olur kucakladığı ve makineli tüfek yada kaleşnikof gibisine tarar dağları taşları, her birinin arkasında bir sürü düşman saklanmışçasına...
Pek konuşmaz, konuşamaz kara çadırın kara kara çocukları, dilsizdirler, çekinirler, utanırlar. Dedim ya yoktur arkadaşları, yada azdır birşeyler paylaşıp, atabilecekleri utangaçlıklarını. Eğer almışsa babası veya abisi Cuma dönüşü plastik bir top ve hala bir dikenli çalıya denk gelip patlamamışsa, koyunlar takım arkadaşı ve rakip takımda köpek enikleridir, ama diş geçirip topu patlatamayacak büyüklükteki yavrular. O yüzden pek bilmez insanı ilişkileri, nasıl iletişim kuracağını, söze nereden başlayacağını, gerçek bir insanla nasıl olacağını, çünkü kocaman bir hayal dünyası vardır ve hep orada yaşamıştır, bugüne kadar yaşadıklarını. Arkadaşı ve arkadaşlığı böyledir, bu kara çocukların...
Saftır, temizdir duyguları dağlarda akan küçük derelerdeki katışıksız su misali. Alingirli ilişkileri, çakallıkları bilmezler, taki yapıla yapıla öğrenir, büyüdüğünde giderse şehre okumaya yada çalışmaya... Ama mutlu etmez şehirdeki hiçbir şey kara çadırın kara çocuklarını. Evin, dairenin içinde değil adeta her yerde, sokakta, çarşıda, açık alanda bile dört duvar arasında hisseder kendini. Nerede o dağlardaki kimsesizlik, sessizlik, huzur. Bazen öyle olur ki içi içine sığmaz, haykırmak ister avazı çıktığınca, ama yapamaz kısık seslidir, kara çadırın kara çocukları...
Sizin olmuyor mu hiç?
Nereden mi biliyorum? Çünkü nacizane kara çadırın bir kara çocuğudum da ondan...
#Ankara'da sanma #oralarda yaprak düşse #içim parçalanır
KARA ÇADIRIN KARA EVLADI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder