GURBET BAYRAMLARI

Gurbet Bayramları
Bayram, paylaşmak birleşmek, kavuşmaktır. Sıla-i rahimdir, arkadaş, eş-dost, akraba ziyareti, gelmiş geçmişlerin mezarlıkta ziyareti, inanç anane, gelenek ve göreneklerin yaşatılmasıdır, batıya yönelişin, modernizmin, kaybolmuşun aksine.
 Daha arife de başlar heyecanı, telaşası bayramın. Hatta günler haftalar belki de aylar öncesinden... Mezarlık ziyareti ve temizlik arifenin yapılanıdır. Sabah namazıyla başlar hareketlilik, çocuklar da dahil olur bu heyecana. Bayram namazına gidilir hep beraber, namaz sonrası cami içi ve mahalle ici, mezarlık başı bayramlaşmaları, bir iki tur geçer herkes sıradan “bayramın mübarek olsun, Allah yenisine kavuştursun, iyi bayramlar” nidaları döker dilinden... Aile içi bayramlaşma da bir başka güzeldir, namaza gidenler gelesiye evdekiler, pasta, börek, çörekler ile birlikte hazır etmiştir güzelim kalabalık kahvaltıyı. Camiden gelen büyüklerle birlikte evrede başlar bir tören, sıradan bayramlaşılır büyüklerin elleri öpülür, küçüklerin gözleri iyi dilekler burada da dökülür dillerden. Ne güzel dileklerdir, ALLAH yenisine kavuştursun, nice sağlıklı mutlu ve hep birlikte bayramlara... Kahvaltı yapılır bir güzelce, varsa mahalle mezarlığında buluşulur, ellerde çörekler, börekler, şekerler, içeceklerle birlikte, bütün akraba, eş-dost, arkadaş ordadır, sıcak ve kalabalık bir ortam. İyi dilekler, nice bayramlar, eğer ramazan bayramıysa, yok kurban ise sıradan kesmeler başlar kurbanları, önce gel benimkini keselim, ardından seninkini de keseriz söylemleriyle herkes sıra bulur bu telaşada. Ne güzel telaşadır bu...
Ama hep böyle değildir bayramlar. Kimine hasrettir, kimine kavuşamamak, kimine özlemdir. Gurbette olanlar, işi vd gereği sılaya gidemeyen için hiç bitmeyen bir sızıdır. Daha evvelinde başlar özlem, girmeden dertler tasalar sarar insanın içini gurbette. Ne bayram bayramdır, ne hayat yaşamdır, hep bir yanı yarımdır, eksiktir. Tam olan birşey yoktur... Nerede o memleket bayramı. Namaza gider ama ne bayramlaşma vardır çıkışta, nede karşılaşılacak tanıdık bir yüz, varsa apartmanda mahallede bir kaç yabancı, iyi bayramlar denir yalancıktan. Ne gelecek birileri nede gidilecek bir yer vardır. Hastane köşelerinde bekleyen kimsesiz hasta misali, kapıya bakar, acaba gelen olur mu diye...
Güzel tarafları da vardır, azda olsa. Büyük şehirlerde kimse kalmamıştır, hele biraz tatil uzunsa, incin top oynar. Trafik öylesine rahatlamıştır ki saatler süren yollar 10 dk.larda gidilir ve rekor denemeleri sayılır. Dahası toplu ulaşım bedevadır ve hiç gidilmeyen yerlere gidilip gidilip gelinebilir. Diğer taraftan memleket de olanlar için işin iyi yanı, gelip kalabalığa alıştırıp sonrasında gidecek kimse olmamasıdır. Alıştırıp bırakıp gidecek kimse olmayacaktır bu bayram. Ne hasta bekler sabahı ne taze ölüyü mezar hesabı, bayram gurbette olan kadar sıladakine de zordur velhasıl...
Ankara’da sanma #yaprak düşse #içim parçalanır.
KARA ÇADIRIN KARA ÇOCUĞU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder