Sehir Tarımı - 1

ŞEHİR TARIMI / TARIMCILIĞI

Önceki kaldığımız yardan devam edelim...

Ama bu zamana kadar hep bir engel çıkmıştır, ya güvercinler gelir talan eder çiçek ve yaprakları, gelir yuvalar, yumurtlarlar oraya yada… 02.07.2020

 


EMEK, ekmeğe giden yolda en büyük mihenk taşıdır, diyerek nokta koyduğumuz yazı dizisinin devamı niteliğinde ikisi, 2.ncisi olarak devam edelim, gelin birlikte gidelim yola ve birlikte getirelim devamını… ŞEHİR TARIMI yada ŞEHİR TARIMCILIĞI olgusunu kısaca bir hatırlatarak girelim cümleye.

 

Şehir tarımı, toprağın, suyun emekle buluşması, yoğrulmasıdır. Aslında kırda, kırsalda veya köyde olandan çok da farklı değildir. Sadece imkanlar daha kıttır, o kadar. Kıt olan şehirdeki toprak alanları olarak, hazır paketler yada çuvallar halinde satın alının TORF yada gübreli, gübresiz toprağı saksıda, balkonda, çatıda, pencere önünde, bina girişlerinde yada daha uygunca ortamlarda tutarak, alan ayırarak, belli yer, mekan, zamandan feragat ederek oluşturulan daha çok yapay alanlara yerleştirerek başlanabilir söze… Yada yine bina girişlerinde, site içlerinde, park-bahçe köşelerinde mevcut yeşil alanlar içerisinde asıl kullanımı dışına ayırarak, tarımsal üretim ve hobi, eğlence, vakit geçirme amaçlı uğraşlara geçme, bırakma eğilimi olarak ortaya çıkar. Daha da gelişmiş haliyle, bahçeli evler, müstakil bina önleri veya çevreleri ile büyük yada küçük şehir içi boş alanların tarıma tahsisi, resmi ve daimi olmasa da geçici olarak söz konusu alanların hobi amaçlı veya biraz daha ileri giderek ticari amaçlı tarımsal üretim alanı olarak ayrılması ve kullanılması olarak karşımıza çıkar…

 

Şehir tarımı, şehir içinde veya çok yakın kıyısındaki, çevresindeki toprak alanların, oluşturulan, topraklı yapay alanların tarımsal amaçlı üretime hizmet etmesi olayıdır. Tarımda aslolan,  TOPRAK’ın ayrılması, hazırlanması sonrası hayat için olmazsa olmaz olan suyun temini ikinci aşamadır. Bazen çeşmeden akan içme ve kullanma suyu olabileceği gibi şehir tarımı / tarımcılığı’nın olmazsa olmazı su, bazen de tankerler vs ile temin edilebilir. Yada yağmur sularının uygun materyaller de biriktirilmesi sonrası kullanıma gidilebilir. Tabi mevcut yer altı suyu çıkarım ve kullanımına izin verilen alanlar uygun olanıdır. Ama buna da her yerde izin verilmeyebilir, izin verilse dahi ekonomik vs birçok anlamda uygunluk yapılamaz. Ama bunların hepsi için bir maliyet, ekonomik külfet gerekir ki, suya, toprağa harcanan para ile gidilse bir dünya tarımsal ürün alınabilir, tabi aynı tadı verir vermez, kök köken bilinir bilinmez o ayrı bir konu…

 

Toprak ve suyun temininden sonra sıra emeğe gelir ki, EMEK ekmeğe giden yolda en büyük mihenk taşıdır ve tarımla, tarımsal üretimle, tarımcılıkla, çiftçilikle uğraşan kişilerin göz ardı ettiği, en büyük unsurdur. Emeğinin, iş gücünün peşine düşse, emeğimin karşılığı şudur diye düşünse anında işi gücü bırakır. Çünkü tarımda, tarımsal üretimde emek, emeğin karşılığı aranmaz, günün geçtiği, yiyip içildiğine sayılır ve geçen gün ömürdendir diyerek, bu günü de boş geçirmedik, alın teri döküp, kazancı yada kazanacağı fazlasıyla hak ettik duygusu, emeğin doyum karşılığıdır. Ve çiftçi emeğinin hesabını yapar, emeğinin karşılığını ararsa, işin içinden çıkamaz ve yaptığı ağır işi saniyesinde, anında bırakır. Çünkü emeğinin karşılığını aramazken zarardadır, eli hamur karnı açtır…

 

 

 

KARA ÇADIRIN KARA ÇOÇUĞU

 

#karayolcuOrmanMühendisi

#şehirTarımı #şehirTarımcılığı #şehiRiçi #tarımsaLüretim #toprakSuEmek

 

#Ankara’da olsakda #oralarda #yaprakDüşse #içimParçalanır


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder