Ormancıyı Atlatmak


Atlatmak demişken, tanıdıklarında çok iyi bildiği bir BABAm TAT MOĞMED hikayesiyle, kendisini anarak, yad ederek başlayalım güne, mekanı cennet, ruhu şad olsun, varsa günahları ALLAH’ım affetsin...


.....


ORMANCIYI HATLATMAK


Biraz kekeme olan rahmetli BABAm TAT MOĞMED, bir gün oğlak dallar, gençliği yada evlendiği ilk zamanlar muhtemelen. Çıkmış ağaca keser dallarından, atar yere ve oğlaklar da bir güzel yer ağacın dalının yapraklarını. O zamanlar da ormancının, ormancı olduğu, gelip dağlarda taşlarda dolaştığı, ormanı koruma anlamında önüne gelene ceza kestiği, alet edevat, ne var ne yoksa götürüp gittiği hatta teyzenin kaymakam olan oğluna, oğlum az daha okuyup ormancı olsaydın denildiği zamanlar.


BABAm dalını keserken, bir bakar ağacın dibinde bir ORMANCI. İn bakalım aşağı, at elindeki tahrayı. Derken babam yapar denileni ama bir taraftan da heyecan diz boyu. Heyecanlandıkça dil dolaşır, zaten peltek, kekeme olan dil, konuşamaz olur. Neyse iner ağaçtan, ceza kâğıdını da çıkartır, Ali ormancı, alet edevat gidecek ama bari oğlaktan 3-5’i de gitmese. Sorar ormancı, söyle bakalım adını? Ht ht Mh.mh derken ne ad çıkar ağzından, BABAmın ne de başka bir kelam. Zor kötek Ali Yıldırım demiş, o nereden aklına geldi ve söyleyiverdiyse artık. Hatta heyecanı arttığında ayağını yere vurmaya başlar. Yine öyle bir haldeyken, Ali ormancı korkar iyice, adam ölecek, birşey olacak, en iyisi ben sebep olmayayım diyerek, avadanlığını da vererek ceza vs kesmeden uzaklaşır. Biraz ilerde bir çalının arkasına gizlenerek izlemeyi de ihmal etmez tabi.


Ormancının gidişiyle rahatlayan, kendine gelen mekanı cennet olsun BABAm TAT MOĞMED, kendince keyflenmiştir ve patlatır, o çok bilinen, anlatılagelen kelamı, “hiyin hoğlaklarım hiyin, hatlattık nasıl olsa hormancıyı da...”



.....

Devamı gelecek.

....


Sözün, kelamın gerçek hali; “Yiyin oğlaklarım yiyin, ormancıyı da atlattık nasıl olsa”dır.


Bir BABAm hikayesiyle gönlümüz hoş olsun istedim sabahtan. Umarım olmuştur ve birkaç BİZden kareyle günaydınlar, hayırlı sabahlar, yeni bir ayın ilk haftasında mesaimizde, işimizin başındayız, davarımızı gütme gayretindeyiz, hamdolsun ALLAH’a... Bu arada senenin bu zamanı oldu, fakat size de daha ilk bahar, Nisan ayı gibi geliyor mu?


Ve her zaman dediğimiz gibi; tarımsal ve hayvansal ürünleri soframızdan eksik etmeyelim, pazardan, manavdan, marketten, kasaptan her nereden denk geliyor ve alışveriş yapıyorsak mutlaka alalım. Hatta imkânımız varsa, bir kilo fazladan alalım, bol bol tüketelim ve varsa çevremizde ihtiyacı olan birine de, geçerken bir kilosunu bırakalım. Bol bol tüketelim ki, üreticileri, çiftçimizi ve tarladan, üretimden sofraya gelene kadar aracı, vesile olanları destekleyelim. Ki seneye daha çok üretilsin, bir kardeşimiz daha serasında, tarlasında, ahırında, merasında üretime destek versin ve ekonomiye katkı sağlasın, geçim geçinsin. Tüketirken tükenmeyelim, hem tüketelim, hemde üretip, ürettirip, kendimizi ve gelecek nesilleri, ülkemizi, milletimizi ve dolaysıyla devletimizi kalkındıralım...


KARA ÇADIRIN KARA EVLADI 


Rahmetli BABAm TAT MOĞMED’e lakap kekemelikten gelir ve Sak Moğded, o da bayaca rahatsızmış ALLAH’ım şifa versin tüm şifa bekleyenlerle birlikte, ile veya amcamında adı Mehmet, başka isim yokmuşçasına, karışmasın diye muhtemelen.


Ve Ali ormancı, isminden emin değilim, başka da olabilir, yalan olmasın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder